menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Leymosun’da ŞAFAK Tiyatro Kolu 1944-1946-3

11 1
27.07.2025

Halkın Sesi gazetesinde “Gözaltı” müstear isimle yazılarını kaleme alan yazar, ŞAFAK Tiyatro Kolu yöneticileriyle ilk kez gerçekleştirdiği röportajına bir yenisini ekleyerek 11 Kasım 1944 tarihinde yayınlıyordu. Bu röportajında yazar, ŞAFAK Tiyatro Kolu’yla ilgili çok daha detaylı bilgiler vermekteydi okura...

“Halkın Sesi, 11 Kasım 1944, syf:1

Şafak Müdürleri ile İkinci Reportajım

Yazan: GÖZALTI

İlk reportajım ile bende fevkalâde bir tesir bırakan ŞAFAK mensuplarının ümidimin fevkinde çalıştıklarına, Leymosun caddelerine koydukları nefis reklâmlar ve satışına başladıkları biletlerle şahit olduktan sonra, onlarla ikinc bir reportaj yapmak hevesine galeb çalamadım.

Ziyaret ettiğim çalışkan gençlerimizde bu defa başka bir fevkalâdelik ve büyük bir azimle yeni başarılar gördüm. Yanlış tefsir ve propagandalara kanarak bu faydalı Kuruma iştiraktan geri kalmış olan birçok faal gençlerimizi de ŞAFAK mensupları ile birlikte çalıştıklarını görünce ne kadar sevinmiştim. Zira anlamıştım ki, artık herkes, benim gibi, ŞAFAK’ın prensip ve projelerinin esasını idrak etmiş ve ona seve seve iltihak ederek lâzım gelen önemi vermiye başlamıştı. Bu sayede daha esaslı faaliyetlere başlamıya imkân bulan ŞAFAK mensupları bende çok daha iyi bir intibalar bırakmıştır. Bu sebebden görüp duyduklarımı halkımıza bildirmeyi faydalı buldum.

Bu ziyaretimde, onları Kurban Bayramının üçüncü Salı akşamı temsil edecekleri “Çölde Bir İstanbul Kızı” piyesinin son perdesini yaparken buldum. Sorgularıma başlamadan büyük bir heyecan içindeyim... Türk adalet ve kanununun idama mahkûm ettiği katil Fikret’in mahpushanede geçirdiği son saatlarına sevgilisine karşı gösterdiği metanet ve cesareti göz yaşlarıyle seyrettim. Niçin gizliyeyim... Fikret rolünü, Talât Demirel şimdiye kadar emsalini görmediğim bir üstünlükle yaratıyor. Piyesin bu son perdesini müteakip klâsik Balet ve revülerin provalarına başlandı. İnsanı tatlı hayallere sevkeden, bir zevk dünyası kadar güldüren bu revü ve baletler için ne kadar yazsam yine azdır. Bilhassa bunlar arasında “İstanbul Sokakları” sanatın en canlı bir formülüdür. Bütün balet ve revülerin yaratıcısı İsmail Edib’i ne kadar tebrik etsem yeridir.

Artık kaçmak zamanı yaklaştığından yanımda oturan Genel İşler Müdürüne sorgularımı sormaya başladım:

“Çölde Bir İstanbul Kızı” müşkilpesent bir eser olduğu söylendiği halde niçin temsilinize bu eseri tercih ettiniz? Hafif bir tebessümle,

-Orası öyle, dedi, fakat müşkilpesent olmakle beraber Türk Milletinin, kahramanlık, cesaret, adalet ve şanlı menkıbelerinin en canlı sembolüdür. “Çölde Bir İstanbul Kızı”nda seyircilerin hepsi birkaç saat olsun tarihimizin zaferlerle dolu birkaç sayfasını gurur ve iftiharle seyredecek ve büyük facia ve sergüzeşt piyesini durmadan alkışlayacaklardır. Sonra müşkilpesent piyesleri daima tercih edeceğiz çünkü ŞAFAK yaratmak için kurulmuştur. Peyman, Demirel, Hallûma, İsmail, Vehit, Atay, Ertoğrul, K. Berberoğlu, İsmet vs. gibi değerli ve tecrübeli amatörlere malik oldukçe ŞAFAK her müşkili yenmeğe hazırdır.

-Caddelere koyduğunuz nefis reklâmları diğer kulübler gibi ödeyerek mi yaptırıyorsunuz?

-Hayır. Hem de hiçbir zaman buna tenezül etmiyeceğiz. Çünkü halkın kesesinden iş yapmıyoruz. Biz her işimizi kendi ellerimizle yapmıya çoktan alışmışızdır. Sekreterimiz İ. Vehit Güney fırçası........

© Yeni Düzen