menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gülüp geçmek ve direnebilmek

7 6
10.03.2025

Biz gülmeye çocukken başladık, gülüp geçmeyi öğrendik; çünkü ağlasak da hayatlarımızın değişmediğini gördük.

Pınar Taş’ın sözleri aklımdan çıkmadı…
Gülmeyi de güldürmeyi de bir direniş olarak seçmiş adeta…

Yüzleştiği acılar, yaşadığı zorluklar, şiddet sarmalı içinde geçirdiği yıllar, yüreğine sakladığı bir evlat ve içindeki onca sızıya karşın gülümseyerek tutunuyor hayata…

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, Pınar Taş’ın dostlar meclisinde sahnelediği tek kişilik performans, çok anlamlı bir gösteriydi.

Harika bir kendine güven…
Olağanüstü bir sabır…
Samimi bir anlatı…

Hayatın zorlukları karşısında gülmek, teslim olmamayı, umudu ve direnci simgeledi o akşam…

***

Muş doğumlu Pınar.
Kürt bir babanın, Türk bir annenin evladı…
İki zıtlık arasında büyüdüm…

Çocukluğunu anlatıyor; yaşadığı onca absürtlüğü…

Kimi zaman dili Kıbrıs lehçesine çarpıyor, Kürt aksanı konuşması, sözcüklerin rengi ve seslerin farklılığı kültürel bir mozaiği yansıtıyordu.

Ülkücü bir aileden, “Ya sev ya terk et” diyen anne tarafı… Devrimci bir gelenekten, “Kelepçeli ellerimiz” türküleri ile örselenen baba tarafı… Bir yanda kurt, diğer yanda zafer........

© Yeni Düzen