Bir İhtimal Kabare: Farklılıkların altı çizilmeseydi
Böyle gitmez...
Bu ayrılık bir gün bitecek elbet.
"40 sene sürecek değil ya elbet geçer bu günler..."
Lefkoşa'nın tam ortasında bir "taverna."
Agop'un tavernası!
Ya da arada kalmışların, bir ülkeye tutunmaya çalışanların sığınağı...
Kıbrıs'ın zorlu yılları; ilk dikenli teller, barikatlar, davul sesiyle kurşun sesinin ayırt edilmediği o gerilim zamanları... Yine korkular, umutlar... Kahkaha ve hüzün, eğlence ve matem, şarkılar ve gözyaşları...
Yakın tarihimiz, sancımız, sızımız...
İnsanların etnik farklılıklarına rağmen değil, farklılıklarıyla birlikte bir arada olabileceği bir ülkenin hayali...
***
Lefkoşa'nın bölünmüş iki yakasında, biri güneyde biri kuzeyde, iki oyunu peş peşe izledim. İkisi de aynı tarihi dönemi, 1955-1960 arası yılları anlatıyordu ve sanki birbirini tamamlamak üzere anlaşmış gibiydi.
Bir yanda "Enosis" çığlıkları, bir yanda "Ya Taksim Ya Ölüm..."
Bir yanda kanto, bir yanda tahakküm...
Güneyde izlediğim “Το Νησί / Ada” oyunu, etnik şiddeti sorguluyor; bir yurdun nasıl bölündüğüne dair hafızayı dürtüyor, ortak yaralarımızın içinden yarınlar için ışığı gösteriyordu. Geçen hafta yazmıştım.
Bu kez Lefkoşa Belediye Tiyatrosu'nun yeni oyunu "Bir İhtimal Kabare”yi izledim. Bir kabare sahnesinde buluştu farklı kimlikler... Adanın "azınlıkları" ile de yüzleştik bu kez.
Gerçek azınlığın etnik kimlik, dil veya din ayrımı yapmayan, birlikte yaşam ideali uğruna direnenler olduğunu hissettik.
Keşke çoğunluk olabilse onlar...
“Farklılıklar güzeldir… Ne vakit ki altı çizilir, o vakit başlar ayrılıklar.”
Kabare, yalnızca bu cümleyi söylemiyor; tüm yapısını bunun üzerine kuruyor.
Her altı çizilen fark, birlikte yaşama ihtimalinin de üzerini çiziyor.
"İnsanlar iki durumda yaşlanmıyor anılarda; bir ölünce biri de göç edince" sözleri halen aklımda...
Bir de ortak gerçeğimiz: "Dünya içinde bir dünya yaratırsın........© Yeni Düzen





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
John Nosta
Grant Arthur Gochin