Her konu siyasete getirilmemeli
Çok tuhaf bir dönemden geçiyoruz. Gerçekten ben artık tarif etmekte zorlanıyorum. İletişim kurmakta da zorlanıyorum. Hatta son zamanlarda konuşmamayı tercih ettiğim zamanlar oluyor. Bu halimi de yeni fark ettim. Çünkü yorulduğumu hatta tükendiğimi ve en kötüsü de değmediğini düşünmeye başladığım anlar çoğalmaya başladı. Bu da aslında bir iletişimci için garip gelebilir. Ama iyi bir iletişimci gerektiğinde susmayı ve geri çekilmeyi de bilmelidir. Bir iletişimci her zaman her an hazır ve nazır her yerde olacak değildir. Tabii benim burada bahsetmeye çalıştığım şey bizim toplum olarak bilhassa yetişkinlerin her fırsatta sohbetleri siyasete çekme meselesidir. Keşke siyaset yapılabilse. Çünkü siyaset bir ilimdir. Siyasetin bir ağırlığı vardır. Siyaset ustalık gerektirir. Siyaset denge işidir. Hayatın kendisi de zaten siyasettir. Ancak beni yoran ve hatta biz neden böyle olduk diye üzen şey her konunun ayrışmaya getirecek şekilde siyasete çekilmesidir. Siyasetin günlük çekişmelerin hedefi haline getirilmesi toplumu hatta aile içinde bile birer maske kullanmayı gerektirecek kadar rahatsızlık verecek duruma getirdi.
Filistin davasında bile
Beni doğuran insan annem bile yeri geliyor “senin Filistin’in” diyebiliyor. Ne demekse artık. Filistin benim veya bir grubun veya birilerinin davası filan değil. Filistin düpedüz insanlığın var olma savaşıdır. Yani Türkiye’de her konuda ayrıştık da Filistin gibi insanlığın göz göre göre katledildiği bir davada ayrışmak için nasıl bir kafa yapısına sahip olunmalı diye sormadan edemiyorum. Birileri açıklarsa sevinirim. Yıllardır peynire zam gelmiş dediğinizde birileri hatta en yakınlarınız ‘seninkiler’ diye itham etti veya herhangi bir konuyu nasıl oldu da siyasete geldik yine dediğim çok oldu. Bazen kavga ettim. Bazen isyan ettim. Hatta bulunduğum yeri terk ettim. Ancak geldiğimiz noktada hala belirli bir kesimin asla değişmediğini görüyoruz. Ben artık Filistin olayından sonra bizim birbirimizi anlamamız için çok da fazla bir seçenek kalmadığını görüyorum. Çünkü bir kesime ne yaparsanız yapın anlatmanız asla mümkün görünmüyor. Mecburen bu durumda bir taraf olgun davranarak maske takmak zorunda kalıyor. Konular aile içinde cereyan ediyorsa zaten artık duymamazlıktan geliyorsunuz. Dediğim gibi yorulduğumu da bir şekilde ifade ediyorum. O zaman söylenmeyle birlikte bir suskunluk devreye giriyor artık şükür.
Bu siyaset değil
Aynı yerde takılıp kalmış rölanti yapan insan gelişemez. Kafesteki hamster gibi döner durur. Gelişmeye, öğrenmeye ve ezber bozmayı bilen bir nesilden gelmiyoruz. Öğretilerle eğitildik. Haşa görüş belirtmek, her yerde konuşmak, düşünmek, fikir yürütmek hele hele eleştirel düşünmek asla ve katta olmayan bir eğitim aldık. Siyaset tek ve biricikti. O da zaten Cumhuriyetin kurucu ilkeleri neyse o. Üzerinde bin beş yüz geçse de doğru o. İşte bu vahim tablo içinden sıyrılabilen üç beş kişi olduk. Ben ustamdan eleştirel düşünmeyi öğrendim. Bana okulda bunu kimse öğretmemişti. Ustam ve hocam her şeyi eleştirmemi söylemişti. Saçma bile olsa eleştir içinde alternatifleri düşün derdi. Çünkü sağlıklı iletişimi insan önce kendinden başlatır. Barışık, bilinçli bir iletişim için de insanın farklılıklara açık olması gerekir. Tek tip insan modeli yoktur. Olamaz da zaten. Tek tipleşme ister sol adına ister sağ adına yapılsın bu ruhbanlıktır. Çok tehlikelidir. İnsan vicdanı ile vardır. Vicdanları siyasete hapsedemezsiniz. İnsan merhamet eder. İnsan “şimdi buna merhamet et” komutunu bir insandan bir yerden bir zümreden almaz. Kalbi söyler insana merhameti.
Filistin vicdanlarımızın aynada görüntüsüdür
Siyaset veya çıkarların her şeyin üstündedir bugün Filistin meselesi. Bugün birbirimizle Filistin’i konuşamayacaksak yarın öbür gün ne konuşacağız birlikte. Bugün havdan sudan. Yarın çoluk çocuktan. Yarın yine havadan sudan yine çoluk çocuktan. Eee bir hafta sonra bu iletişim biter. Bitiyor da zaten. İşte o zaman da vicdanlar siyasete isteye isteye hapsediliyor. İletişime kapalı bir konu değil Filistin. Artık Filistin başta olmak üzere her şeyi siyasetin dışına çıkarmalıyız. Çünkü biz millet olarak siyaseti de konuşamıyoruz sadece sen ben davasına çeviriyor ve kavga ediyoruz. Ayrışıyoruz. Bugün Filistin’de birleşemezsek artık hiçbir şeyde birleşemeyiz. Bana bundan sonra her iletişim maskeli görünecektir. Vicdanlarımıza sahip çıkalım vesselam.
Aramak
Bazen uzakta değil yamacında, yanı başındadır aradığın. Uzaklara bakar durursun, ufka dalarsın ancak göremezsin içindeki küçücük tohumun yeşermek için beklediğini. Sana göz kırpar çeşitli vesilelerle yoluna çıkar, karşında durur ama göremezsin. Aramak........
© Yeni Birlik
