menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘O’ noktaya ulaşmak

12 0
16.05.2025

Kişinin kendini var etme süreci hep biraz sancılıdır. Öğrenme serüveni, bilinç düzeyine ulaşma hali, öğrendiklerini alışkanlığa dönüştürme hali, alışkanlığı da sürdürülebilir kılma hali... Bütün aşamalar sonucunda ise ‘o’nu var etme…

Varoluşçuluk felsefesi, 2 ayrı savaş atlatmış bir dünyada yaşayan insanların kendi özgürlüğünün peşine düşmesi sonucu oluşan, bilinç düzeyinde gerçekleşen fenotip olarak karşımıza çıkıyor.

20. yüzyılda Avrupa’nın orta yerinde çıkmış bu akım, benim bahsettiğim ‘kendini var etme’ konusunu aslında uzaktan da olsa karşılıyor diyebilirim. Varoluşçuluk kavramını ilk kullanan Heinemann da dahil olmak üzere Egzistansiyalizm savunucuları diyor ki; Varoluş özden önce gelir. İyi güzel ama ne demek bu, ne anlamamız lazım şimdi bu cümleden bizim? Sartre şu şekilde özetliyor; İlkin insan vardır; yani insan önce dünyaya gelir, var olur, ondan sonra tanımlanıp belirlenir, özünü ortaya çıkarır. Bu varoluşçuluğu ben ise şu şekilde okuyorum; insan doğduğunda sahip olduğu tabula rasa’yı doldurmakla mükelleftir. Bu tabula rasa deneyimler sonucunda dolmaya başlıyor olsa da asıl tercihlerimiz karşılığında edindiklerimizle şekilleniyor. Kendini var etmek, dediğimde herkesin anladığı farklı olsa dahî anlam tektir. Biz........

© Yeni Birlik