Yargının distopik yüzü
23 Mart sabahı başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere toplam 25 kişi tutuklanmıştır. İmamoğlu’nun savcılık sorgusuna dair ortaya çıkan metinler, Türkiye’de hukukun içinde bulunduğu vahim tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak bu tablo, sadece İmamoğlu’na yönelik münferit bir durum değil; iktidarın muhalefeti yargı sopasıyla sindirme stratejisinin bir parçası gibi duruyor. Zira seçimle göreve gelmiş bir belediye başkanının hakkında çeşitli sebeplerle 35 tane soruşturma açılması, usulsüz şekilde diplomasının elinden alınması, hukukun nasıl bir araç hâline getirildiğinin en açık örnekleri arasında...
Benzer şekilde, Selahattin Demirtaş’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararına rağmen içeride tutulması, Ümit Özdağ’ın tutuklanması gibi olaylar, siyasî farklılıkların ötesinde hukukun iktidar tarafından nasıl keyfî biçimde işletildiğini gösteriyor. İktidar, kendisine potansiyel bir tehlike olarak gördüğü herkesi yargı yoluyla baskılamaya çalışıyor ve bunu ana akım medya aracılığıyla meşrulaştırıyor. Medya sansürü ve hukukî manipülasyon, toplumun gerçekleri........
© Yeni Asya
