Medrese, anne ise; anneden kaçılır mı?
Bazı annelerin, zamanımız medreselerine serzenişlerine şahit oldum. Bir kısım anneler, çocuklarını medreseye yönlendirmede sıkıntı çekiyorlarmış. Bu tespitten sonra, hayalen elli-altmış sene önceye gittim. Sayıları pek az ve şartları günümüze göre çok ağır medreselerde kalabilmek için bekleştiğimiz zamanları düşündüm… İmtihanlar, referanslar veya araya giren hatırşinaslarla kabul edilirdi, talebeler… Tıpkı Horhor gibi…
Medeniyet bu denli ileri değildi. Hasırların üzerinde, ikiye katladığımız yorganların arasında yerde yattığımız zamanları, bugünümüzle mukayese eden hata eder. Her cihetiyle teknolojiye zor ulaşılıyordu. 1970’lerin başında, anneciğimin yünden hazırladığı incecik yorganımı koltuğumun altına, birkaç parça elbisemi de diğer elimdeki çantaya koyarak medreseye geldiğimde o kadar mutluydum ki… Kendimi akranlarımın yanında sınıf atlamış hissediyordum. Zira medreseliydim…
Elli altı sene sonraki sosyal değişimi bir kitapta yazacak hikâyeci var mı, acaba… Kerpiç veya kârgir binaların yerinde apartmanlar ve apartmanların geniş daireleri, bizim zamanımızda yoktu. Kilimin lüksünü; zamanımızın koltuk takımıyla tefriş edilmiş, odasındaki ihtiyaçları modernce temin edilmiş çocuklarımıza anlatmak mümkün değil. Üç-dört kişiyle paylaştığımız odalarımızda, defterimizi-kitabımızı koyacak yeri zaten aramıyorduk. Odalarımızdaki........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein