Keramet haktır - 1
Bir de meseleyi istihza konusu ederek, “Yok efendim, bazı kitaplarda 18. Lem’a yokmuş, birisi arayıp bulamamış” gibi kasıtlı ve istihzavari hareketlerde bulunmalarıdır. Kanıma dokunduğu için bu yazıyı yazmaya mecbur kaldım, yoksa o provokatörleri muhatap bile almak istemem, fakat rahatsız olan kardeşlerimin hatırı için bir ikaz yapalım dedik.
Evet 18. Lem’a Hz Ali’nin (ra) keramet, işaret ve beşaretlerinden bahseder. Üstad önceleri, yani tek parti dönemlerinde, “Allah demeyi bile yasaklayan nadanlar, kerametten ne anlar” diye bir müddet, mahrem tutmuş ve onun için önceki baskılarda konulmamış, fakat, maniler bertaraf olup memnular avdet etmeye başladıkça, yani demokratlar iktidara gelip hürriyetler artıp ilim ve irfan geliştikçe o mahremler tek tek yerlerine konmuştur. Hatta çok enterasandır, bir zamanlar “Sinek Risalesi” de neşredilmemişti. Çünkü o zaman daha sineğin sol kanadında zehir, sağ kanadındaki panzehir olduğu keşfedilip, mikrobu taşıyıcı değil, bilakis imha edici olduğu anlaşılmamıştı. Üstad da o zaman onlardan bahsettiği halde onu da mahrem saymıştı. Böylece Üstada ve talebelerine haksız hücumlar önlenmiş oluyordu. Çünkü ilk defa Üstad, herkese muhalif olarak, mealen “Sinekler sıhhıye memurlarıdır, mikrop taşımazlar, imha ederler” demişti. fakat kime anlatacaksın? Bilahare bilim adamları bu gerçeği keşfedince 1990’dan sonra Sinek Risalesi de basılabildi. Evet, maalesef cahile laf anlatmak köre renk tarif etmekten zormuş. İşte........
© Yeni Asya
