Müsemma-i meşrutiyet; hak, sıdk üzerine beka bulacak
En büyük hata, insan kendini hatasız zannetmek olduğundan, hatamı itiraf ederim ki; nâsın nasihatini kabul etmeden nâsa nasihati kabul ettirmek istedim. Nefsimi irşad etmeden başkasının irşadına çalıştığımdan emr-i bi’l-ma’rufu tesirsiz etmekle tenzil ettim. Hem de tecrübe ile sabittir ki, ceza bir kusurun neticesidir. Fakat bazen o kusur, işlenmemiş başka kusurun suretinde kendini gösterir. O adam masum iken cezaya müstahak olur. Allah musibet verir, hapse atar, adalet eder. Fakat hâkim ona ceza verir, zulmeder.
Ey ulü’l-emir! Bir haysiyetim vardı; onunla İslâmiyet milliyetine hizmet edecektim; kırdınız. Kendi kendine olmuş istemediğim bir şöhret-i kâzibem vardı; onunla avama nasihatimi tesir ettiriyordum, maa’l-memnuniye,........
© Yeni Asya
