Kâinatın en muazzam meselesiyle meşgulüz
Ey Heyet-i Hâkime!
Beni dört-beş madde ile ittiham edip tevkif ettiler.
Birinci Madde: İrtica fikriyle dini alet edip, emniyet-i umûmiyeyi ihlâl edebilecek bir teşebbüs niyeti olduğu ihbar edilmiş.
Elcevap: Evvelâ, imkânat başkadır, vukuat başkadır. Her bir fert, çok adamları öldürebilmesi mümkündür. Bu imkân-ı katl cihetiyle mahkemeye verilir mi? Her bir kibrit, bir haneyi yakması mümkündür. Bu yangın imkânıyla kibritler imha edilir mi?
Sâniyen: Yüz bin defa hâşâ! İştigal ettiğimiz ulûm-u imaniye, rıza-yı İlâhiyeden başka hiçbir şeye alet olamaz. Evet, güneş kamere peyk ve tâbi olmadığı gibi, saadet-i ebediyenin nurânî ve kudsî anahtarı ve hayat-ı uhreviyenin bir güneşi olan iman dahi, hayat-ı içtimaiyenin aleti olamaz. Evet, bu kâinatın en muazzam meselesi ve şu hilkat-i âlemin en büyük muamması olan sırr-ı imandan daha ehemmiyetli bir mesele-i kâinat yoktur ki, bu mesele-i sırr-ı iman ona alet olsun.
Ey heyet-i........© Yeni Asya
