Her bahar, milyarlar dil ile haşri ilân eder
Öyle ihâtalı ve azametli bir hafîziyet hükmeder ki, zîhayat her şeyin ve her hâdisenin çok suretlerini ve gördüğü fıtrî vazifesinin defterini ve esma-i İlâhîye karşı lisan-ı hâl ile tesbihatına dair sahife-i a’mâlini misalî levhalarda ve çekirdeklerinde ve tohumcuklarında ve Levh-i Mahfuz’un nümunecikleri olan kuvâ-yı hafızalarda ve bilhassa insanın dimağındaki pek büyük ve pek küçük kütüphanesi olan kuvve-i hafızasında ve sâir maddî ve manevî in’ikâs âyinelerinde kaydeder, yazdırır, zabtederek muhafaza altına alır. Sonra mevsimi geldikçe bütün o manevî yazıları maddî bir tarzda da gözümüze gösterip milyonlarla misaller ve deliller ve nümuneler kuvvetiyle, “Amel defterleri açıldığında. (Tekvir Suresi: 10)” ayetindeki en acib bir hakikat-i haşriyeyi, kudretin bir çiçeği olan her bahar, kendi çiçek-i ekberinde milyarlar dil ile........
© Yeni Asya
