Bir tevhid delili: Sineğin icadı
İkinci Nokta: Mevcudat iki vecihle icad ediliyor: Biri, ibda ve ihtira tabir edilen hiçten icaddır; diğeri, inşa ve terkib tabir edilen, mevcut olan anâsır ve eşyadan toplamak suretiyle ona vücud vermektir. Eğer cilve-i ferdiyete ve sırr-ı ehadiyete göre olsa, hadsiz derece bir sühulet, belki vücub derecesinde bir kolaylık olur. Eğer ferdiyete verilmezse, hadsiz derece müşkül ve gayr-i makul, belki imtina derecesinde bir suubet olacak. Halbuki kâinattaki mevcudat, nihayet derecede külfetsiz olarak ve sühuletle ve kolaylıkla, gayet mükemmel bir surette vücuda gelmeleri, cilve-i ferdiyeti bilbedahe gösteriyor ve her şey doğrudan doğruya Zat-ı Ferd-i Zülcelâl’in sanatı olduğunu ispat ediyor.
Evet, eğer eşya Ferd-i Vahid’e verilse, bir kibrit çakar gibi, eserleriyle azameti anlaşılan o nihayetsiz kudretiyle, hiçten icad eder. Ve ihatalı, nihayetsiz ilmiyle, her şeye manevî bir kalıp hükmünde bir........
© Yeni Asya
