“Millî irade yaftası altında”
Evvela, mukaddes bilinen değer ve kavramlar perde yapılarak, zikredilen ifadenin âlîyetine tamamen mugayyir gizli bir takım ajandaları geri planda hayata geçirmek. Saniyen, “bal demekle ağız tatlanmaz” yani, “tebeddül-i esma ile hakaik tebeddül etmez”.
İslâm, hürriyet, millet, seçilmişlik, demokrasi, ittihad ittifak ve hatta millî irade. Tamamı ideal mahiyetleri olan birer kavramdır. Ve fakat ideal mana ve mahiyeti dışına çıkarılarak su-i istimal edildiği çok olmuş ve de olacaktır. Mezkur mefhumların zatında olması gerekenlere mugayyir bir takım işlere perde yapılıp yapılmadığını anlamak için “millî irade yaftası altında” ibaresinden anladığımız ikinci manaya bakılır. Tamamı birer isim olan kavramların önce “müsemması” aranır, o kavramı kullanan, o mefhumu bayraklaştırarak iş yapanın işine, yöntemlerine ve mefhumun zatında olan manaya, esaslara, lazımına riayet ediyor mu ona bakılır. Zira Üstadımız şöyle demektedir: “Meşru, hakikî meşrutiyetin müsemmasına ahd ü peyman ettiğimden, istibdat ne şekilde olursa olsun, meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın; rast gelsem sille vuracağım” Yani Üstadımız,........
© Yeni Asya
