Vakar ve kibir
Halk arasında “ağırbaşlılık” olarak bilinen bu hâl, kişiye hürmet kazandıran bir fazilettir. Ancak bu vakar, kibirle karışmamalıdır. Vakarın tamamlayıcısı tevazudur. Bu iki güzel ahlâk bir arada bulunursa, gerçek fazilet ortaya çıkar.
Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyrulur: “Rahman’ın kulları, yeryüzünde vakar ile yürürler.”1
Vakarlı olmak bir yücelik vesilesidir. Ancak mütevazı olunmazsa, vakar zamanla kibre dönüşebilir. Bu ikisi arasındaki sınır çok incedir. Bir tarafı ahlâkî bir üstünlük, diğer tarafı ise şeytanî bir felakettir.
Kibir, şeytanın en belirgin vasfıdır.........
© Yeni Asya
