Eğitim, yarınlara uygun olmalı
Dizi-1: Madalyonun iki yüzü: Endüstri 5.0 ve eğitim sistemimiz
Prof. Dr. Süleyman YILMAZ
ASÜ Eğitim Fakültesi
Avrupa’da eğitim programları uzun verimli amaçları karşılayacak şekilde planlanırken, bizim eğitim programlarımızın kısa vadede değişken amaçlara, palyatif çözümler dönük olması geçmişten bu güne hep tartışma konusu olmuştur.
Oysa bir eğitim programının öğrenim becerisi açısından çıktılarının verimi ancak bir neslin yetişme sürecinde gözlenebilir. Bir diğer kritik problem ise planlanan eğitim programlarının hep olağanüstü dönemlerin ardından gerçekleşmiş olmasıdır.
EĞİTİM SİSTEMİNDE OLAĞANÜSTÜ TARİHLER
Eğitim programlarının yürürlüğe girdiği kanunlara bakıldığında;
05.01.1961 yılında, 222 sayılı İlköğretim Kanunu,
14.06.1973 yılında, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu,
04.11.1981 yılında, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu...
İHTİLÂLLERİN GÖLGESİNDE EĞİTİM
16.08.1997 yılında, 4306 sayılı 8 Yıllık Zorunlu Eğitim Kanunu şeklinde ihtilâllerin gölgesi altında gerçekleştirildiği dikkat çekicidir. Yani eğitim gibi hayatî bir konunun normal zamanlarda ele alınmadığı aşikârdır.
28 ŞUBAT'IN İZLERİ
28 Şubat 1997 sonrası yaşanan hassas dönem, özellikle eğitim kademelerinde öğrenciler ve öğretmenler için düşünce üzerine merkezlenmiş çeşitli kısıtlar getirmişti. 11.04.2012 yılında gerçekleşen 6287 Sayılı İlköğretim ve Temel Eğitim (4 4 4) Kanunu ise tamamen sivil otoritenin hazırladığı bir kanun olmakla birlikte, reformist bir ürün ortaya koymaktan ziyade özünde hâl-i hazırda mer’iyette olan kanunun revizyonu, bireyler üzerinden telafisi niteliğinde planlanmıştı. Artı ve eksileriyle değerlendirildiğinde yeni kanunda yenilik olarak;
66–84 aylıkların aynı dönemde eğitime başlama zorunluluğu getirilmiş, eğitimde dijital öğrenme araçlarını kullanmayı ve dönüşümü içeren Fatih Projesi uygulaması başlatılmıştır. Bu dönemin en önemli başarısı; "Okul Öncesi Eğitim" kademesinin eğitim sürecine dâhil edilmesidir.
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ
2002’den günümüze kadar MEB’te 9 Bakan değişmiş ve genel olarak her bir bakanın eğitim sistemine ve program dönüşümüne bakışında; “İz Bırakma Sendromu” gibi bir anlayış hâkim olmuştur. Eğitim başlama yaşının diğer ülkelerdeki uygulamaları farklıdır. Avrupa’da Zorunlu Eğitim Yaşı (Eurydice, 2011 göre); Kuzey İrlanda; 4 Yaş (48 Ay), İngiltere, Hollanda, İskoçya, Galler Bölgesi; 5 Yaş (60 Ay), Türkiye (2012 itibariyle); 5.5 Yaş (66 Ay), Avusturya, Belçika, Güney Kıbrıs, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Romanya, İspanya, Slovakya, Slovenya, İzlanda; 6 Yaş (72 Ay), Bulgaristan, Estonya, Finlandiya, Letonya, Litvanya, Polonya, İsveç; 7 Yaş (84 Ay) olarak uygulanmaktadır. Eğitim Bilimciler eğitime başlama yaşı ile ilgili farklı görüşleri........
© Yeni Asya
