Teşbih-i Maklûbdan Yapay Zekâya (2)
Yapay zekâ çıktılarını hâşâ “nas” gibi mutlak hakikat sanan bu kişi, mezkür yazımdaki Haşir mevzuunu aklen ispat şerefinin ilhâmen Üstada nasip olduğu meâlindeki satırlarımı tekzip için Yapay Zekâ’dan yardım almış; çıktıyı göndermişti. Yapay Zekâ’ya göre Üstaddan önce de birileri bu işi yapmış(!) Çıktıyı okuyunca sormuştum:
“Yapay zekânın verileriyle Üstâdı yalanlamaya kalkıyorsun farkına varmadan. Aklen Haşri ispat eden ‘Teymiye ve Gazalî var’ diyorsun. Üstad Teymiye ve Gazalî’yi bilmiyor mu? Onlar aklen ispat etselerdi Üstad, ‘Onuncu Söz, sekiz yüz nüsha yayılmasıyla ehl-i dalâletin kalplerindeki inkâr-ı haşri kalplerinde sıkıştırıp lisanına getirmeye meydan vermedi, ağızlarını tıkadı ve hârika burhanlarını gözlerine soktu’ der miydi?”
“Demek daha önce yazılanlar ‘ehl-i dalâletin kalplerindeki inkâr-ı haşri kalplerinde sıkıştırıp lisanına getirmeye’ mâni olamamış, ‘ağızlarını tıkayamamış.’ Yâni İbn-i Sinâ haklıymış. Akl-ı beşer bu konuda âciz kalmış. Üstad bile kendi karîhasıyla haşri ispatlayan bir eser yazamamış, “Nahu Bismillâhirrahmânirrahîm” deyip kalmış; öteye gidememiş.”
“Ben Üstadın 10. Söz hakkındaki değerlendirmesini naklederek Haşir Risâlesi’nin kıymetini nazara vermek istemişim. Sen bana yapay zekânın verilerini yollayarak “O kadar da değil, aynı işi Üstaddan önce yapanlar olmuş, fakat Üstad yapay zekânın bildiği bu malumattan haberdar değilmiş. Üstaddan önce bu iş yapılmış” mı diyorsun? şeklinde mukabele etmiştim.
En önemli hususiyeti topu taça atmak, saha dışında top, pardon laf çevirmek olan muhatabım gene aynı şeyi yapmış, cevap veremediği her durumda yaptığı gibi yapmıştı.
Bunun üzerine “Haşri aklen ispat eden eser yazmak hususunda Üstadı bile yalancı çıkarttığın yapay zekânın her dediğine itibar edilmemek gerektiğini sana göstermek için bir örnek yazacağım.”
“Üstadımız ‘Sun’î kara gözlülük,........
© Yeni Asya
