menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sadakat ve kanaat yoluyla ilerlemek

12 1
12.07.2025

Bir gün, manifatura mallarını iki günlük mesafedeki bir köye götürdü. O köyde yaşadığı bir olay, Mustafa’nın gönül gözünü açtı ve dünyanın gerçek yüzünü yüreğinde derinden hissetti. Bu olaydan öyle etkilendi ki, içinden gelen büyük bir nefretle dünyadan küstü. Dünyanın çirkin yüzünü o anda fark etti. O günden sonra Allah’tan bu fânî dünyadan, bâkî bir âleme yol gösterecek bir üstad diledi. İçtenlikle, “Öyle bir üstada rast gelsem, söz veriyorum ki ona tam hizmetkâr olacağım,” diye dua etti.

O samimî dua üzerine, o gece rüyasında gayet şirin ve güzel, bilmediği bir şehirde, dünyada misli bulunmaz süslü bir at üzerinde, Bediüzzaman’ı garptan şarka doğru beş altı metre yüksekte, şehrin üstünde uçarken gördü. Bediüzzaman selam verdi, o da selamını aldı ve o anda uyandı. Hemen şehadetini getirdi, duasının kabulüne şükretti. İki ay sonra Barla’da Bediüzzaman’ı ziyaret ederek........

© Yeni Asya