Değişen çağda mahremiyeti ve aileyi hatırlamak
Çünkü insan, fıtraten hayra meyilli yaratılmıştır ve onu ayakta tutan esas direk, kalbindeki iman ve aile içindeki muhabbet bağlarıdır. Bugün gençlerimizin karşılaştığı en büyük imtihanlardan biri, mahremiyetin değersizleştirildiği, teşhirin normalleştirildiği bir çağda yaşamak zorunda kalmalarıdır. Oysa mahremiyet, insanın izzetidir. Risale-i Nur’da geçen sehiv, sefahat ve hevesatın zararlarına dair uyarılar, aslında tam da bu çağın buhranına işaret etmekte. Çünkü insan kendini teşhir ettikçe özgürleşmiyor, aksine ruhunu yoran bir gösteri dünyasının esiri hâline geliyor.
Fakat bütün bu olumsuzluklara rağmen, içimizde güçlü bir umut saklıdır. Üstâd Bediüzzaman Hazretleri, kadınların tesettüre neden ihtiyaçları olduğunu izah etmiştir. “Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünkü kadınlar hilkaten zayıf ve nazik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale maruz kalmamak için fıtrî bir meyli var.”¹ Kadınların ruhunda bu çekirdek vardır. Bugün teşhir kültürünün parıldayan ışıkları altında gölgede kalan o çekirdek, doğru rehberlik ve sağlam bir aile bağı ile........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden