Tarafgir araştırmaz; ezberini tekrar eder
Dizginini bu tür yapılara kaptıranlar, zamanla hakîkaten duygu körelmesi yaşarlar. Aynı şekilde, muhakeme etme, yahut mihenge vurma yeteneğini kaybederler. Âdeta birer robota dönerler. Neler ezberletilmişse, hep o yönde laf salatası yapıp dururlar. Bütün duygu ve düşünceleri bir noktaya kilitlenir: Savunmak da savunmak. İllâ da savunmak. Tarafgiri olduğu şahsa toz kondurmaksızın habire savunmak, militanca savunmak, bağnazca savunmak, dönüp dönüp yine savunmak…
Böyle bir tarafgir, elbette ki hakîkati araştırmaz; ona ne ezberletilmişse, ona ne yutturulmuşsa, o çerçevede konuşur, hep o yönde laklak edip durur.
«
İşin en acıklı yönü, bağnazlıkta level atlayan tarafgirler, ne hâle getirildiklerinin farkında bile değiller. Görmek-duymak istemedikleri şeylere karşı âdeta kör ve sağırlara dönerler. Aynen şu sözlerle ifade edildiği gibi: “Tarafgirlik hissi, tarafgir nazarı, taraftar olduğu taraf cereyanın kusurunu görmez; zulmüne rıza gösterir, belki alkışlar.” 1
Tarafgir kişi, iki türlü sıkıntıya düçar olur.
Biri: Muhalif olduğu taraftan güzel, hayırlı, şifalı bir şey gelse, yine de almaz. Düşüncesizce........
© Yeni Asya
