Abdülhamid ve hürriyet-meşrûtiyet
Sultan Abdülhamid, hem şefkatli, hem kudretli bir padişahtı. En büyük kusuru, hürriyet ve meşrutiyetten hoşlanmamasıydı.
Vefatının üzerinden (10 Şubat 1918) yüz yıldan fazla bir zaman geçti. Buna rağmen, birçok yönüyle gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
Bu hâlin belli başlı sebepleri var. Meselâ: Bir darbe sonucu onun iktidarına son verenlerin, ülkeyi daha iyi idare edememesi. Devleti savaştan savaşa, felâketten felâkete sürüklemesi. Onu deviren zihniyeti temsil eden kadronun, aynı zamanda Cumhuriyetin de kurucu kadroları arasında yer alması. Önemli bir başka sebep ise, kendilerini Sultan Abdülhamid’e nisbet eden siyasîlerin yirmi yılı aşkın süredir Türkiye’yi yönetiyor olması. Bu manadaki yakınlıklarını siyasete tahvil ederken, devletin imkânlarını da sonuna kadar kullanıyorlar. Misâl: Çok büyük bütçelerle “Payitaht; Abdülhamid” gibi uzun metrajlı dizi filmleri TRT ekrânlarından millete yansıtıyorlar.
Bu ve benzeri organizasyonlar gösteriyor ki, Sultan II. Abdülhamid’e nisbet edilen tarz-ı siyaset (çarpıtılarak da olsa), bir şekilde varlığını idame ettiriyor. Esasen, hürriyet ve demokrasinin uzun süredir sekteye uğratılmış olması da, “Abdülhamid siyaseti”nin........
© Yeni Asya
