Fıtrata reddiye... Ne diye?
Çekirdek “Ben, sümbüllenip meyve vereceğim” der. Beyanı doğru çıkar. Yumurtanın içindeki fıtrî meyelan “Allah’ın izni ile ben piliç olurum” der. Doğru söyler. Bir avuç su, bir demir gülle içinde “Genişlen, bana fazla yer lâzım” der. O demir onu yalan çıkarmaz. Meselâ fıtratı safî melekler, itaatkârdırlar. Allah ne emrederse onu yaparlar. Meselâ hayvanlar. Fıtratının gayesine uygun olarak vazifelerini yerine getirerek bir nevi ibadetlerini Fâtır’ına takdim ederler.
İnsanda ilave bir fıtrat fonksiyonu olarak akıl ve şuur gibi duygular olduğundan geçmiş ve gelecek zamanla ilgilidir. İnsana halifelik makamı ve emanet-i kübra görevi verilmiştir. Emanet ve görev, şuurlu olana verilir. Bu makamın ve görevin gereği bedeninde yerleştirilmiş fıtrî program olan ene, ruh, kalp, akıl, şuur, vicdan, nefis gibi duygularla fonksiyonel hale getirilmiştir. Kendisinden ‘kulluk’ ve bunun tezahürü olan ‘ibadet’ istenmiştir. Karşılığında........
© Yeni Asya
