Mekke bir mihrap...
Ayrıca hocalarımız vaaz ve hutbelerinde hem hac, hem de umre bahsi açıldığında bu meseleleri etraflıca anlatırlar. Dolayısı ile milletimizin büyük çoğunluğunda hac ve umre iştiyakı ‘zenginlik’ten bağımsız olarak vardır.
Tabiî ki Mekke ve Kâbe denildiğinde hemen Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (asm) hatırlarız ve hatırlamak da gerekir. Hatırlanacağı üzere Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Peygamberimizi (asm) anlatırken şöyle vasıflandırır: “Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber; o bürhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzâkiri...” (Sözler, 19. Söz, s. 370.)
Başta hac........
© Yeni Asya
