menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çanakkale kahramanları ve Nur Talebeleri

10 20
11.11.2025

Sabahın seherinde Arıburnu şimdiki adıyla Anzac koyuna yanaşıp demirleyen İngiliz gemilerinden Hıristiyan ayin ve ilâhî sesleri semaya yükseliyordu. Bir gün öncesi düşmanın buraya geleceği öğrenilmiş 8-10 km. yakındaki Bigalı Köyündeki 57. Alayımız da yürüyerek buraya gelmişlerdi. Bütün topçu bataryalarımız namlularını Saros Körfezine çevirmişlerdi. Buralara bahar gelmişti. Genç fidanlar filizlenmiş, türlü türlü, rengarenk çiçekler Conkbayırı yamaçlarını bayramlık çocuk gibi süslemişti. Yüreği yanık anaların binbir sıkıntı ve yokluk içinde, gözünü budaktan sakınmadan büyüttüğü, kimi onbeşinde kimi yirmisinde, belki bir kere kucaklayamadığı güller, sümbüller misali bahar çiçekleri siperlerde bekleşiyordu. Kimi abdestli girdiği siperde Kur’an okuyor, kimi ezberlediği sureleri yüksek sesle terennüm ediyordu. Kimi ölümün sessizliğini bozarcasına yanık sesleriyle türküler söylüyordu. Analar kurbanlık koyunlara yaktığı kınayı bu sefer de vatana kurban gönderdiği asker evlatlarına yakmışlardı. Biraz sonra şehid olmaya hazır kınalı kuzularda hiçbir korku, ürperti yoktu. Şehadet onlar için hayal hızıyla Cennete uçmak,kırmızı güller gibi kana bulanmış bedenleri ile cennette açmak, Resulullah’ın elinden şehadet şerbetini içmekti.

Türk siperlerinden davudî seslerle okunan........

© Yeni Asya