menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

47 yılın hatırasını topladım (3)

8 11
12.10.2025

Medresede her gün yatsı namazı cemaatle kılınır, uzun kış gecelerinde Risale-i Nur'dan tefekkür ettiren dersler devam ederdi. Rahmetli Zeki emminin tavşan kanı çayları içilirken hatıralar muhabbetle anlatılırdı.

Otelden bozma evimizde tahtakuruları ile mücadeleyi kaybetmiştik. Kabaran derilerimizi kaşıyarak yırtmaktansa bir kamyonetlik eşyamızı kolayca Hacı Nadim Ağabeyin mutfaksız, iki odadan ibaret evinin arka cephesindeki eklenti yere taşımıştık. Kirası ucuz, eşyalarımıza da denkti. En güzeli ev sahibimiz Hacı Nadim Ağabey önümüzde, unutulmaz hatıralarıyla halen hatıramızdan hiç eksik olmayan Hacı Muhlis (rahmetli) ve eşi, eşimin annesi gibi her şeyi Risalet Ablası vardı. İkimizin de zeminde boşluğa açılan bir penceremiz vardı. Zaman zaman çocuk yaştaki oğlu eşime seslenirdi. "İkbal Teyze annem zıkkım içir. Sen de gel" diye çaya davet ederdi.

İlkokul beşinci sınıfları okutuyordum. Hepsine küçük, dışı kalın kaplı birer defter hediye etmiştim. Nurlardan iman derslerini kısaca yazdırıyor, sınıfta izah edip anlatıyordum. Hatta kara tahta önünde sınıfın huzurunda iki talebemizi münazara ettiriyordum. Cuma günleri sabahtan din dersimizi medresede iman........

© Yeni Asya