Terörist başının övdüğü “yeni paradigma”
Ancak en büyük çarpıklık, “otoriter rejim”de yasama ve denetim yetkisi gasbedilen Meclis”i gösterip perde arkasında adı konmayan “süreç”in kırk bin insanın katlinden sorumlu müebbet hapse mahkûm terörist başı üzerinden yürütülmesi.
Vakıa şu ki “iktidar cephesi”nin, DEM’le yürüttüğü adı konmayan “süreç”te de samimi ve şeffaf olmaması; yığınca muğlaklık muammasında muallel algı operasyonlarıyla ülkenin gerçek gündemi “kirli pazarlıklar”la perdeleniyor.
Çoktandır görüşüldüğü anlaşılan terör örgütü elebaşılarıyla, iç ve dış aktörlerle kotarılan “İmralı Heyeti”nin terörist başıyla, akabinde partilerle temaslarına ilişkin hâlâ “temaslar iyi geçti”, “yararlı bir alış-veriş oldu” gibi beylik cümlelerle “süreç” hâlâ karanlıkta bırakılıyor.
“SÜREÇ” TAM BİR KARAMBOLDA…
İktidardakilerin “çözüm süreci/açılım yok” demelerine karşılık, “yandaş medya”nın “İmralı” dediği terörist başının, “umut hakkı”na ilaveten “topluma kazandırma” bahanesiyle cezaevlerindeki 4 bin 750 teröristin serbest bırakılmasını şart koştuğu söylentilerine karşılık kapalı kapılar arkasında hangi tâvizlerin istendiği, hangi cevabın verildiği bilinmiyor.
Tam da “görüşmeler olumlu gidiyor” denilirken, Bahçeli’nin “sıra artık İmralı”da çıkışıyla “süreç”in terörist başına ihale edildiği ikrar edilirken, DEM Eşbaşkanı’nın “çağrı için İmralı kapısı açılmalı” talebi bilinmezlikleri daha da artıyor.
Terörist başından gelecek “cevab”ın beklendiği vetirede her fırsatta........
© Yeni Asya
