“Militanlaştırılan yargı”yla siyasî operasyonlar
“Demokratikleşme” bir yana, kapalı “ucûbe otoriter rejim” daha daha da katmerleşirken, Saray iktidarı, sırf siyasî ikbali uğruna dayattığı operasyon fırtınasıyla topyekûn muhalefeti terörle ve yolsuzluklarla “irtibatlı-iltisaklı” iftirasıyla kriminalize ederek “teslim” alma komploları kuruyor.
Savcılıklardan “temiz kâğıdı” alıp esasen bir yüksek yargı organı olan Yüksek Seçim Kurulu’nun onayıyla girdikleri seçimlerden halkın irâdesiyle seçilmiş belediye başkanları “tepeden” yargıya müdahaleyle görevden alınıp hiçbir mahkeme kararı olmadan yerlerine “atanmış kayyımlar” görevlendiriliyor
Üzerinden on iki yıl geçen demokratik eylemlere katılanlar, “terör örgütü üyeliği”nden derdest edilirken, gazeteciler, sendikacılar, akademisyenler sırf iktidardakilerin hoşuna gitmeyen görüşlerinden dolayı yıllar sonra gözaltına alınıp tutuklanıyor. Yargının bağımsızlığının olmamasından ve devlet kurumlarının çöküşünden yakınan sivil toplumun temsilcilerine, “gerçeğe aykırı bilgiyi yaymak”tan soruşturmalar açılıyor…
“YARGIYA PARMAK SALLAMAK!”
Mâlum Cumhurbaşkanı ile ilgili bakanların “yargı kararlarını tanımıyorum, saygı da duymuyorum ve uymuyorum!” çıkışlarıyla, millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in kararıyla Anayasada taahhüd altına alınan “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına uymama” telkinleriyle, yerel mahkemelere “Anayasa Mahkemesi’ni tanımama” direktifleriyle yargı yürütmenin emrine sokulup “siyasetin sopası” haline getirildi.
Yürütme”yi temsil eden partili Cumhurbaşkanı ile Adalet Bakanı’nın bir yandan “Türkiye hukuk........
© Yeni Asya
