menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekmeğimiz

4 16
yesterday

Buğday, arpa, yulaf ve mısır gibi tahılların unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan mübarek bir yiyecektir, ekmek.

Zer edilen tohumluk buğday, rahm-ı maderde bekler; neşv ü nema bulmak için feda eder canını. Çünkü buğdayın filizlenmesi için, önce nefsini nesline feda edip, çürümesi gerekir.

Baş gösterir, topraktan; kızgın güneş kellesini kavurur.

Eken rençper keser, biçer savurur.

Hasat, harman, değirmen; yoğrulmak, yorulmak; mayalanıp doğurmak…

Şekil alıp, pasalarla varıp, narda kavrulmak.

Ve… Nân’ı aziz ekmek olmak.

Ekmeğin topraktan mideye kadarki serüveninden başka, verilen emekler silsilesi…

Hz. Mevlânâ, “Buğdayı görün; o bize rızık olabilmek içi nice hâllere nice ölümlere uğrar” diyor ekmek olacak hububat hakkında. Ve peşi peşine sıralıyor dönüşümleri; yani mecaz olarak, ölümleri:

“Buğday tarlada sararıp ölür; biçilirken, bir kere daha ölür; harmanda dövülürken, bir daha ölür; samanından ayrılırken yine ölür; değirmende öğütülür toz olur başka bir ölüm; suya katılıp hamur olur kimliği değişir bir ölüm daha; fırında ateşe girer yanar, yine ölür; ekmek sofraya gelir........

© Yeni Asya