İnsan hüsn-ü zanna memurdur
Zîrâ, meâlen, “Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”1 diye ferman edilir.
Yanlış şeyleri yaymak aynı zamanda sû-i zandır. Kesinlikle Peygamberî ahlâka uymaz: “Bizi aldatan bizden değildir.”2 Üstad Bediüzzaman, “İnsan hüsn-ü zanna memurdur…”3 der. Yani, esas olan herkes için iyi, güzel düşünceler beslemektir. Tâ ki, doğru şahit ve “âkıbet” ortaya çıkana kadar.
Meselâ, bir kardeşimiz tenkit edilse önce mihenge vurmalı. Yani, o söz ve davranışı Kur’ân, Sünnet-i Seniyye ve tefsiri Risale-i Nur’a aykırı mı? Günah mı, haram mı, mekruh mu, mübah mı? Hukuka, örf ve........
© Yeni Asya
