Yeni Asya ve yapay zekâ
Bu bir kopyacılık idi. Kendi öğrencilerinin yazamayacağı kadar kaliteli, ama bir sınav heyecanı taşımayan cevaplar hocaları şaşırtıyordu. Hocalar zamanla makinenin üslubuna aşina oldular.
Hatta öğrenciler, hocaları kandırabilmek için, makineye “ancak benim yapabileceğim türden bazı hatalar yap ki senin sen olduğun anlaşılamasın” komutu vererek iş yürütmeye başladılar.
Hocalar da bunun böyle olduğunu yine çeşitli intihal programları yardımıyla tesbit edip cevapları geçersiz saymanın yollarını aramaya başladılar, kâh buldular, kâh bulamadılar.
Bu mücadelede teknolojiyi iyi kullanan öne geçiyordu. Ve bu yönden üstünlük, bilhassa yaşları ve makine öğrenmesine dair özel ilgi ve maharetleri sebebiyle öğrencilerdeydi.
Özetle yapay zekâ yazılımlarını yapanlar bir yandan tavşana “kaç” derken öbür taraftan da tazıya “tut” diyordu.
***
Yapay zekâ uygulamalarından gazete köşe yazarları nasıl faydalanabilir?
Konu başlığını verir. Dilerse bir çerçeve de çizer ve “bana bu konuda 400 kelimelik bir köşe yazısı yaz” der ve yazdırır. Hatta dilerse, makineye “yazacağın yazı benim önceki........
© Yeni Asya
