menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İttihada heyet halifeyle ulaşılır…

14 2
25.06.2025

Ulemanın ve bu kapsamda Bediüzzaman’ın, hem Osmanlının son döneminde ve hem de cumhuriyetin ilânından hemen önce Ankara’da, bu kopuşu önleyebilmek için buldukları çözüm meşhurdur: “Şahıs halifeden heyet halifeye geçilmelidir.”

Sünuhat’ta yazdığına göre, Bediüzzaman “heyet halife” teklifini ilk olarak İstanbul’da 1908’de Anayasalı rejime –yeniden- geçildiğinde yapar. Ama kabul görmez.

Bediüzzaman Birinci Dünya Savaşında Şark Cephesinde gönüllü milis alayı kumandanı olarak talebeleriyle birlikte savaşıp esir düştüğü Rusya’dan 1917 sonunda firar eder ve Ocak-Şubat 1918’de İstanbul’a döner. Ardından 26 Ağustos 1918’de kurulan ve bir Yüksek İslâm Şurası/Akademisi olan on bir üyeli Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye’ye kurucu üye olarak atanır.

11 Kasım 1918’de Dünya Savaşı bittikten sonra 13 Kasım 1918’de İngilizler İstanbul’u işgal eder, ama Darülhikmet de Bediüzzaman da hizmetine devam eder. 1920’de ve 1921’de İngiliz işgaline karşı Hutuvat-ı Sitte adlı eserini gizlice neşreder. (Bu yüzden İngilizlerin idamlıklar listesine girer).

1920’de ayrıca Sünuhat adlı eserini neşreder ve “heyet halife” fikrini Meclis-i Mebusan’a (kapandıktan sonra da ulemaya ve........

© Yeni Asya