“Protokollü” adliyelerde “takipli” dosyalar
Öyle bir ülke düşününüz ki;
Yüksek mahkemelerinin, büyük adliyelerinin ve hatta diğer birçok adliyesinin en az iki kapısı var.
Bir kapısından yüksek hâkimler ve yüksek savcılar girip çıkıyor. Diğer kapılarından avukatlar, vatandaşlar ve yabancılar “kimlik göstererek” girip çıkıyor.
Aynı durum adliye içi asansörlerde de kendisini gösteriyor. Bir asansör neredeyse “zata mahsus,” diğerleri umumî.
Buraya kadar tamam. Belli ölçüde ve bilhassa güvenlik gibi belli sebeplerle kabul edilebilir bir ayrım.
Ama o birinci kapı “protokol kapısı” olarak da anılıyor ve kullanılıyor ise düşünmemiz lâzım.
Havaalanlarında uçağa binişlerde VIP kapısı veya CIP biniş gibi uygulamalara benzetip “bu da normal” diyebilir miyiz?
Adliyelerde VIP olunur mu? Devlet bürokrasisi açısından VIP kişiler adliyede de VIP midir? Kendisine böyle muamele yapılmasını isteyebilir mi?
Konu elbette yürütme ile yargı arasındaki ilişkilerle alâkalı.
Konu “yargı bürokrasisi” kavramının makûliyeti, manası ve sınırları ile de ilgili.
Ama asıl mesele, “Ben yürütmede statü sahibiyim” diyenlerin, “yargının da bu statümü dikkate almasını isterim” deme hakkına sahip olup olmadığı ile........
© Yeni Asya
