menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Ben’den ‘Biz’e iletişim yolu (2)

9 1
12.03.2025

2- DÜNYA ŞEHRİ VE İNANANLAR

“Mü’minler ancak kardeştirler.” (Hucurât Suresi, 10)

Şimdi hayal edelim: Dünyamız bir şehir ve Kâbe’de bir ezan okunuyor. Aynı ezan, dünyadaki diğer mescitlerden de duyulup yankılanmaya başlıyor. Bu arada milyonlarca kardeşimiz namaz için fiilen, kalben ve ruhen hazırlık yapıyor.

Görüyoruz ki, ezanla birlikte yeryüzü büyük bir mescit oldu âdeta. Bütün mü’minler, kıbleleri olan Kâbe’ye yönelip namaz için dünya büyüklüğündeki geniş safta yerlerini aldılar. Manevî âlemin merkezi ve mihrabı olan Kâbe’de imamın okumaya başladığı Kur’ân ayetleri; Mescid-i Nebî’de, ilk kıblemiz Mescid-i Aksâda, oradan İstanbul, Şam, Bağdat ve bütün İslâm beldelerindeki cami ve mescitlerde huşu ile dinlenmeye başladı.

Aynı Allah’a, aynı kitaba, aynı peygambere iman eden ve aynı kıbleye yönelenler; aynı safta, yan yana, can cana ibadet huzuru yaşıyor. Ben de bu yeryüzü mescidindeki kardeşlerim arasında, aynı duygu seli içerisinde Yüce Yaratıcının huzurunda:

“Ben ibadet eder, ben yardım dilerim” diyebilir miyim?

Rahman’ın, kendi rahmetinin güzel meyveleriyle kendini sevdirmesine karşı, muhabbet ve aşk ile mukabele edip; milyarlarca Müslümanla “Bir binanın birbirine kenetlenmiş taşları” (Saff Suresi: 4) gibi ayrı vücutlarda tek bir ruh olarak: “Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz” diyerek “Ben” değil, hep birlikte “Biz” olmanın gücü, şuuru ve huzuruyla Rabbimize yaklaşırız. Büyük kardeşlik kalesinin içerisine hep........

© Yeni Asya