Haberin var mı?
Gafil insan, ecel denen sonunun,
Ağır ağır geldiğinden habersiz.
Ömür bahçesinde hayat gülünün,
Her gün biraz solduğundan habersiz.
A.Y.
İlim, baş döndürücü bir hızla ilerliyor, teknoloji, aklın sınırlarını zorluyor, yapay zekâ, insan zekâsı ile yarışıyor, insanoğlu Ay’da dolaşırken, elini Mars’a uzatmış, gözünü Güneşe dikmiş bulunuyor. Uzayda dolaşan binlerce uydu ile, dünyanın her yerinde gözü kulağı varmışcasına en ufak bir objeyi görüyor, sesini işitiyor, hareketlerini takip edebiliyor. Kısacası, insan çok geniş bir bilgi ve haber alma ağına sahip bulunuyor.
Her şeyden haberdar olan insan, bir şeyden habersiz yaşıyor: Ölümden! Halbuki, haberleri dinlerken her gün onlarca insanın şu veya bu sebeple öldüğünü duyuyoruz. Yine hemen hergün yakınımızdaki bir camide cenaze için bir salâ okunduğunu işitiyoruz. Bazen de vefat eden bir arkadaşımızın, bir dostumuzun belki de yakın bir akrabamızın cenaze merasimine katılıyor, kabre kadar gidiyor ve üzerine toprak atıyoruz. Ama, gaflet perdesi o kadar kalınlaşmış ki, bir gün bizim de üzerimize toprak atılacağını, o daracık çukurda amelimizle baş başa........
© Yeni Asya
