Nüfusun intiharı
Nüfusun intiharı
Refik Tuzcuoğlu
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşünde, karşı karşıya olduğumuz en hayati tehlikelerden birini açıkladı. 2025 Aile Yılı vesilesiyle yaptığı açıklamada, doğurganlık hızımızın gerilemesini tek bir kelimeyle özetledi: "Bu bir intihardır."
Nüfusta görülen azalma ve aile değerlerindeki zayıflamanın "beka" sorunu olduğu noktaya nasıl geldik?
Doğurganlık hızının tehdit boyutunda azalması birçok sebeple açıklanabilir. Ekonomik şartlar, eğitim ve meslek edinme süreçlerinin uzaması ve gençlerin hayata geç atılması gibi gerekçeleri bir bir sıralayabiliriz. Ancak buzdağının görünmeyen kısmında çok daha derin bir ideolojik erozyon yatıyor. Sorunun kökeninde, modernizmin bireysel hayatı özendirmesiyle başlayan ve "anne olmayı değersiz" bir rol olarak kodlayan küresel dayatmayı görmek lazım.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan BM 79. Genel Kurulu'nda yaptığı tarihi konuşmada, benzer bir yaklaşımı dile getirerek "aile kurumuna yönelik küresel tehditlere" açıkça temas etmişti. Neo-liberalizmin ve bazı küresel güç merkezlerinin açık hedefinin aile olduğunu BM kürsüsünden tüm dünyaya açıklamıştı. Küresel tehdit, aileyi ayakta tutan anne/kadın figürünün küçümsenerek alçaltılması yoluyla onun fıtrî/temel rolünden uzaklaştırılması üzerine bir strateji yürütmektedir.
Annelik Rolü Neden Küçümsendi?
Toplumda "annelik" rolünün sistematik olarak küçümsendiği bir dönem yaşıyoruz. Küresel hegemonyayı yönetenler, kariyer planlamasını kadınlar için öncelikli bir başarı olarak sunuyor. İş hayatındaki bir kadının çok çocuk yapması "kariyer" yolunda bir engel olarak görülüyor.
Durum öyle bir noktadaki........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon