Peygamberimizin öğrettiği din
Peygamberimizin öğrettiği din
NUSRET REŞBER
Hz Peygamber,100 bini aşkın sahabesiyle eda ettiği veda/haccı hutbesinde nice vasiyet, tembihlerde bulundu ve şöyle buyurdu:
“Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız: Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3)
Bunu düstur edinenler hem Allah’ın emrini yerine getirmiş olacaklar hem de Allah’ın emri gereği Peygambere uymuş olacaklar. Allah’ın rızası da buradadır!
Zira, “Peygamber’e itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur...” (Nûr 24/54) buyurulur.
Kaldı ki, “O kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. O(nun konuşması) vahyedilenden başkası değildir.” (Necm 53/3-4)
Durum böyleyken ümmeti Muhammed (s.a.s.) çok şiddetli ihtilaflara düşebiliyor. Bu ihtilafı düşmanlık seviyesine çıkarabiliyorlar.
Oysa inandıkları Rableri bir, Peygamberleri bir ve Kitapları birdir.
Reûlullah (s.a.s.) Allah’ın buyruklarını kendi hayatında, sahabesiyle tatbik ederek, çıkan müşküllere de Allah’ın Kitabı ve sünnetiyle çözüm getirmiş ve tavsiye etmiş.
Müslümanlar neyi paylaşamıyor?
Hiç çekinmeden, korku duymadan birbirlerini sapıklıkla, küfür ve şirkle dahi itham edebiliyorlar.
Bu yapılan/yaptığımız; okuduğumuz Kur’an ile Hz. Peygamberin hadis ve sünnetiyle, örnek nesil Sahabenin yaşantısıyla ne yazık ki örtüşmüyor!
Resulullah (s.a.s.) şu uyarıda bulunuyor: “Kişi (müslüman) kardeşini tekfir ederse bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner.” (Buhari)
Allah’ın Resûlü çok net bir şekilde bugün yapılanlara dikkat çekiyor.
Allah Resûlü’nün (s.a.s), “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır.” hadisine sarılarak, bugün yedi bin yedi yüz yetmiş üç........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein