Şeriat ve gelecek tasavvuru
Şeriat ve gelecek tasavvuru
Mustafa Çelik
İnsanlık tarihi boyunca toplumlar, adaleti sağlamak, huzuru tesis etmek ve bir nizam kurmak için çeşitli yollar aramışlardır. Kimileri aklın mutlak hâkimiyetine sarılmış, kimileri ise kuvvetin düzen kurucu etkisine bel bağlamıştır. Ancak zamanın ve olayların süzgecinden geçen bu arayışlar, çoğu kez ya bir zorbalığa dönüşmüş ya da insanı yüceltmek yerine un ufak etmiştir.
Bugün, ayakları üzerinde duran, kendi kararlarını alabilen, sadece sınırları içindeki halkına değil, tüm insanlığa örnek olabilecek bir ülkenin nasıl inşa edileceği? sorusu hâlâ güncelliğini korumaktadır. Bu ülke öyle bir ülke olmalıdır ki, «Allahû ekber” dediğinde yankısı sadece semalarda değil, yeryüzünde de adaletin ve huzurun sesi olsun.
Böyle bir ülkenin temeli neyle atılmalıdır? Kanun kitaplarıyla mı? Sandık sonuçlarıyla mı? Yoksa günübirlik çıkar hesaplarıyla mı? Hayır. Bu ülke, Allah’ın indirdiği hükümlerle, yani şeriatla inşa edilmelidir. Çünkü ilahi adalet, insani adaletin erişemediği yerlere ulaşır. Ve ancak O’nun nizamı, insanı hem dünyada hem de ahirette huzura erdirir.
Şeriat denince yüzlerde beliren endişe, aslında onu tanımamaktan kaynaklanır. O, sanıldığı gibi sadece cezai hükümlerden ibaret değildir. Bilakis; merhameti, adaleti, hakkaniyeti ve kul hakkını en ince ayrıntısına kadar gözeten bir hayat nizamıdır. Malda, canda, sözde ve yönetişimde Allah’ın rızasını önceleyen bir sistemdir.
Bugün insanlık yorgun. Modernite yordu, savaşlar tüketti, sistemler çürüdü. Yeni bir ses, yeni bir nefes bekleniyor. Eğer bizler, bu ülkeye böyle bir misyon yüklemek istiyorsak, önce kendimiz teslim olmalıyız.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein