TÜSİAD haklı!
TÜSİAD haklı!
İDRİS GÜNAYDIN
Düşünün ki; Türkiye’yi yönetenler ara ara TÜSİAD’ın presinden geçmişler ve TÜSİAD böylece daha çok taviz koparmış hükumetlerden.
Bununla ilgili ilk anlatacağım rahmetli Kadir Mısıroğlu’nun Necip Fazıl hikâyesi.
Rahmetli Necip Fazıl, çıkaracağı Büyük Doğu Dergisi için Menderes’le görüşmeye Ankara’ya gider. Bir ay bekler ama Menderes’ten randevu alamaz. Nihayet bir Sabah Namazı öncesi onu Başbakanlığa çağırır. Güneş henüz doğmamıştır. Der ki Menderes: “Necip Fazıl Bey! Benden dergine para istiyorsun. Ben sana yardım yapamam. Çünkü sen (arkasındaki fotoğrafı göstererek) ona hücum ediyorsun.).............
...
Üstümde Celal Bayar var; 33 dereceli mason. Altımda yardımcılarım var; biri Maşrık-ı Azam yani büyük mason. Diğerleri 33 dereceli mason. Ben iki taş arasına sıkışmış tane gibiyim. Şu pusulayı al, derginde bazen de benim aleyhimde yaz.”
İşte o mason üstatların mesai arkadaşları TÜSİAD üyesiydi. Hükumetlere, kendilerini kolladıkları ölçüde destek veriyorlardı.
İkinci anlatacağım olayı daha önce yazdım ama yine yazmalıyım. Çünkü bu anlatılanın iki şahidi var: Biri Rahmetli Fikret Helvacıoğlu. Rahmetli Erbakan Hocanın diş doktoru bir de ben.
Olay galiba 1988 yılında oldu. Galiba diyorum; Türkiye’nin Avrupa’ya gönderdiği din görevlilerine Rabıta Örgütünün maaş verdiği iddiası Cumhuriyet Gazetesinde 1987 yılından itibaren tefrika edilmeye başlandı!
Ankara’da öğretmenim. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Cuma Camiinden, Cuma vaazları yapmam için teklif geldi. Ankara Müftülüğü’nün izniyle konuşmaya başladım.
Üniversitenin camisi yetersiz. Bir hayli öğrenci kapıda kılıyor ve yağmurlu havalarda ıslanıyor. Bir grup müteşebbis, galiba içlerinde........
© Yeni Akit
