menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

15 Temmuz 2016

12 12
16.07.2025

15 Temmuz 2016

ALİ OSMAN AYDIN

Köprüye giden yoldaki sıkışık trafikte yan arabadan biri bize doğru bağırdı: "Duydunuz mu, askerler köprüyü kapatmış!" Bir anda sayısız düşünce, patlayan bir barajdan boşalan sular gibi zihnime doluşmaya başladı. Ne olmuş olabilirdi acaba? Askerle köprüyü neden kapatmıştı?

Önce şaşkınlıkla radyoyu karıştırdım ne olduğunu anlamak için... Bu durum, muhtemel bir düşman saldırısı için alınmış bir önlem gibi görünmüştü ilk başta bana. Sultanlar da dahil nice iktidarı alaşağı eden bürokratik hastalıklarımızın iyileştiği vehmine kapıldığımız için darbe olasılığı aklımıza gelmemişti. Ancak az sonra radyodan geçilen anonslar tahmin etmediğimiz o olasılığı teyit etmişti. Asker, darbe yapmıştı!..

Araçtan ve trafikten kurtulup insan selini yararak köprüye ulaşmak saatlerimizi almış ve vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Darbecilerin bulunduğu saflara araçla gidilebilseydi şayet yapmak isteyeceğimiz ilk şey, aracı doğrudan asker topluluğunun üzerine sürmek olacaktı. Ama bu imkansızdı!

Öfkemiz, gem vurulacak gibi değildi. Ülke olarak atlattığımız bunca badireden sonra hiç kimsenin sırf elinde silah var diye üzerimizde tahakküm kurmasına katlanamazdık. Türkiye muazzam evriminin bu aşamasında, tekrar bürokratik oligarşinin hüküm sürdüğü kapalı bir topluma dönüşemezdi. Zamanda geriye gitmek ancak filmlerde mümkündü... Benim gibi düşünen binlerce insanla omuz omuza........

© Yeni Akit