Doğuma Seferberlik, Kadın Cinayetlerine Sessizlik
Aile yılı yetmedi, şimdi “Aile ve Nüfus 10 Yılı” geldi.
Cumhurbaşkanı Uluslararası Aile Forumu’nda 2026-2035 dönemini “Aile ve Nüfus 10 Yılı” olarak ilan etti. Gerekçe listesi ezberden: düşen doğurganlık, artan “cinsiyetsizleştirme”, yok olan değerler.
Konuşmanın tamamını dinlediğinizde ‘faşizm’, ‘özgürlük’, ‘insanlık’, ‘gelecek’ gibi kelimeler anlamını yitirir: aklınızla adeta oynanır.
Yazının başında bu karşılaştırmayı yapmadan geçmem doğru olmaz.
Cumhurbaşkanı “Aile, kadını koruyan, çocuğu büyüten, sosyalleştiren, insanı yaşatan bir yapıdır.” diye konuşurken 2025 yılının dört ayı içerisinde aile ilişkileri içerisinde yetmiş dokuz kadın öldürüldü. Kadınlar yıllardır erkek şiddetiyle öldürülüyor. Çocuklarını öldürüyor babalar anneleriyle birlikte. Bu rakamlar doğum oranlarının düşmesi kadar kritik görülmedi. Kadın cinayetleri, harekete geçmeye çağıran bir ikaz olamadı. Kadın cinayetlerini durdurmak için uluslararası forumlar toplanmadı. Çözüm arayışına girilmedi. 81 İlde, çalıştaylar düzenlenmedi bakanlar tarafından. Cumhurbaşkanı, istikrarla kadın cinayetlerini gündeminde bu denli tutmadı.
Tüm bu gerçeklerin içinde, başka nelerle yüzleşmemiz gerekiyor?
Türkiye’nin doğurganlık hızı tarihimizde ilk kez 1,48’e gerilemiş durumda diyor. Tedbir olarak ise aile teşvik paketleri ve doğum yardımları öne çıkarıldı. Üstelik bunu görsellerle ‘yardım yaptık’ diye paylaşmıyorlar mı? Aynı dönemde, doğan çocukların borç nedeniyle hastanede rehin kaldığı bir ülkedeyiz. Yeni doğanların üzerinden hastanelerde rant devşirenlerin yıllarındayız. Kadınlar, ödül verileceği için........
© Yarın Haber
