Sığınakları derin kazmak
Yavuz Alogan yazdı…
Uzun ismi “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” olan yeni çözüm sürecinin ağır dış baskılara maruz kalan Saray’ın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) masasına açtığı bir karttan ibaret olduğunu, Suriye’deki gelişmelere göre değişim geçireceğini, belki geri alınacağını ya da başka bir kartla değiştirileceğini anlıyoruz.
“Suriye’deki durum hele bir ortaya çıksın biz de ona göre vaziyet alırız, komisyonun maksadını ve menzilini ayarlarız” şeklinde bir anlayış hâkim.
Bu bir oyalama sürecidir. Kart masada duruyor; gaziler, iki ayrı kesimden analar, seçilmiş barolar ve bilim adamları, eski meclis başkanları komisyonu bilgilendiriyor, tavsiyelerde bulunuyor. Esas olarak PKK savaş ağalarının geleceği, suç işlemiş olanlarla olmayanların (ne demekse!) hangi yöntemle ayrılacağı, kimlerin affedileceği gibi konularda olası yasa tekliflerini biçimlendirmeye çalışıyorlar.
Bu arada ana dilde eğitim, 66. madde, demokratik-tik özerklik, iki ya da üç milliyetli anayasal kuruculuk, Türkiyelilik, anasır-ı İslâmdan müteşekkil yeni bir devlet sistemi, çok kitap okuyan zeki bir bilge olarak Öcalan’ın “umut hakkı” ve Türk toplumuna tanıtılması, onun engin tecrübesinden, diplomatik yeteneklerinden istifade edilip edilemeyeceği gibi hassas konular tartıştırılıyor. Farklı siyasî partilerden seçilmiş süzme âkil milletvekillerinden oluşan komisyon, özünde Cumhuriyet’in temellerini sorguluyor. Herkes bunları tartışıyor, ağızlarından çıkan her söz medyada olay oluyor.
Komisyonun siyasî topluma tartıştırdığı konu başlıkları, onun muhtemel icraatından, varacağı sonuçlardan çok daha etkili ve önemli.
Fakat esas olarak Suriye’yi bekliyorlar. Suriye’deki durum netleşinceye kadar komisyonun sorun olarak tanımladığı başlıkları evirip çevireceği, havanda su döveceği, toplumun aklını karıştıracağı, sağlam ve yerleşik millî hassasiyetleri yerinden oynatacağı anlaşılıyor.
Suriye’deki durum ise netleşecek yerde içinden çıkılamayacak kadar karmaşık, çatışmalı bir yönde ilerliyor. Suriye Özel Temsilcisi ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, “Bir federasyon değil ama onun biraz altında, herkesin kendi bütünlüğünü, kendi kültürünü, kendi dilini........
© Veryansın TV
