menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ya hep beraber ya hiçbirimiz!

88 1
28.01.2025

Nihat Genç yazdı…

Henüz 15 yıl önce, kamuoyunu üç-dört yıl boyunca ve her gün bir ‘belge’ meşgul etti!

Bu belge üzerine yazmayan çizmeyen kalmadı, geçtim, onlarca yazar, bu belge üzerine üç-dört yıl kesintisiz ve her gün yazdı!

Yani o kadar önemli bir belgeydi ki sabahtan akşama kadar bütün TV’ler ve programlar bu belgeyi konuştu, ve konuştu, ve konuştu, öyle konuştu ki, sağ-sol aydınlar deliliğin dibini buldu, yemediler içmediler konuştular, belgeyi konuşmaktan baygınlık geldi, belgenin varlığı yokluğu Türkiye’nin en büyük felaketi haline getirildi!

İslamcılar Fetöcüler ve sol liberaller, belgenin var olduğunu bu yüzden bu belgeyi kaleme alan Türk ordusunun ortadan kaldırılması gerektiğini üç yıl kesintisiz iddia ettiler, bakın, her gün gazeteleri açıyorsun TV’leri izliyorsun, üç uzun yıl bu belge konuşuldu!

Sonra belgenin gerçek mi değil mi yani altında imza var mı yok mu tartışıldı, ki, bunun da meşhur adı: ‘sıcak imza’ydı! Belge Avrupa ve Amerikalı labarotuvarlara gönderildi, sıcak imzası gerçek mi, sahte mi, diye bir kaç yıl da imzası tartışıldı, ve belgeyi imzaladığı düşünülen o günkü Genelkurmay’da çalışan herkesin görev yerleri ve isimleri tek tek savcılıkta incelendi ve tutuklandı!

Bu belgenin hikayesi, Türkiye’nin ve Cumhuriyet’in yıkım hikayesidir!

Fetöcü ve AKP’li kalemler-yandaşlar ve sol liberaller ve (evet Kılıçdaroğlu da bu ekibe dahil) bu belgeyi şahit gösterip Türk ordusuna yapılan hukuksuz operasyonlarına dayanak gösterdiler!

Kamuoyunun getirildiği nokta buydu, yani böyle bir belge varsa, Türk ordusuna kelepçe takılmalı ve tarihten silinmeli yani Cumhuriyet ortadan kaldırılmalıydı!

Yani Türk Ordusunu-silahlı kuvvetleri ortadan kaldırmak için nükleer bombadan daha tesirli olduğu ortaya çıkan işte bu ‘belgeyi’ Türkiye’nin üstüne attılar!

Türkiye’de hiçbir olay, büyük depremler, büyük ihtilaller dahi, bu belge kadar kamuoyunu uzun süreli meşgul etmedi!

Bu belgenin adı: İrticayla Eylem Planı, bir diğer adı: Fethullah Gülen’i Bitirme Planı!

Belgenin bulunduğu yer, avukat Serdar Öztürk’ün ofisi!
Serdar Öztürk, bir üsteğmen ve bir çatışmada çok ağır yaralar almış ve hatta öldü sanılmış ve yıllarca hastanede yatmasına rağmen şarapnel parçalarıyla bir çok organı ağır hasarlar aldı, yani, hapiste yatacak hali hiç yoktu ve sonra avukatlığa başladı!

Ve bu belge Serdar Öztürk’ün ofisinde bulundu diye tam dört buçuk yıl hapis yatıyor!

Belgeyi ofisine koyanlar Serdar Öztürk’ün ofisinin bulunduğu apartmanın kapıcısını da ayarlayan Adnan Hoca’nın kedicikleri!

Belgeyi güya hazırlayan ise, Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi ve hazırlayan da albay Dursun Çiçek!

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, belge için ‘kağıt parçası’ dedi!

Serdar Öztürk, organ yetmezliği içinde dört buçuk yıl hapis yattı ve bunca yıl beni niye yatırdınız diye hakkını aradı ve 5000 dolar tazminat kazandı ve filmin sonunda Türk Ordusu’nun binlerce subayı ellerine kelepçe vurulup kodese tıkıldı!

Belge var mı yok mu, tartışmasını netliğe kavuşturmak için askeri savcılık devreden çıkartıldı ve soruşturma İstanbul başsavcılığına (fetöcü savcılara) verildi!

Belgenin varlığını savunanların iddiası şu: Türk ordusu, başta Fetö’ye, irticaya karşı darbe yapacak!

Ekranda üç-beş yıl aralıksız söylenen şu: Ordu Darbeci! Orduda cuntacı bir ekip var! İşte bu ekip islamcıları ve fetöcüleri bitirecek, o halde, onlar bizi bitirmeden biz operasyonlara hız verip ordunun işini bitirelim!

İşin içinde kediciklerin varlığıyla Mossad da var, ve, sabah akşam belge gerçektir ve bu cuntacı ordu içeri tıkılmalıdır diyen sol........

© Veryansın TV