İDA endişesi
İsmet Hergünşen yazdı…
Rusya Federasyonu (RF)-Ukrayna Savaşı, yalnızca bir cephe çatışması değil; siyaseti, hukuku ve ekonomiyi aynı potada eriten, çok katmanlı bir sürecin adı oldu.
Bu savaş, askeri dengelerin ötesinde, yeni bir güvenlik anlayışının da sınandığı bir dönüm noktasına dönüştü.
Türkiye açısından tablo, fırsatlarla risklerin iç içe geçtiği yeni bir güvenlik paradigmasının habercisiydi.
Karadeniz artık sadece bir savaş sahnesi değil; askeri teknolojilerin ilerlediği, geleceğin harp yöntemlerinin şekillendiği, stratejik rekabetin yeni merkezi haline geldi.
Savaş dördüncü yılını doldururken, manşetler hala kara ve hava operasyonlarıyla dolu. Oysa denizlerde yaşanan mücadeleler önemli sonuçlar doğurdu.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden tahıl koridoruna, deniz mayınlarından serbest seyrüsefer tartışmalarına kadar pek çok başlık, Karadeniz’deki güvenlik denkleminin merkezine yerleşmiş durumda.
Türkiye, savaşın ilk anlarında çok tartışılan Montrö rejimini titizlikle uygulayarak hem tarafsızlığını hem de bölgesel istikrarı korumayı başardı.
Bu tutum, olası bir krizin önüne geçerken........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein