Bir Erdal Bayraktar Geçti Bu Dünyadan
Biz insanların saraylar kadar geniş evlere sığdıramadığımız bir hayatı, bir tekerlekli sandalyeye sığdırmıştı Erdal Bayraktar, hem de onlarca yıl müddetince. Bu onlarca yıl içerisinde gece var, gündüz var. Yatıp uyumak var, oturup yazmak, okumak var. Yemek var, içmek var. Defi hacet gibi ihtiyaçlar var.
Dünya her ne kadar ‘arzullahi’l-vâsia’ ise de Erdal kardeşimizin dünyası tekerlekli sandalye ile sınırlandırılmıştı. Ama gerçekte hiçbir insanın önünde hayat, mutlak bir özgürlük biçiminde uzanmış değildir. Erdal Bayraktar’ın sandalyesi aslında ona dünyayı karanlık değil, tam tersine aydınlık yapıyordu.
Erdal’ın daima yardımcıya ihtiyacı vardı. Faraza, tekerlekli sandalyesinden düşecek olsa, kendi çabasıyla doğrulması, hele de tekerlekli dünyasına tekrar oturması mümkün olmuyordu. Ama Allah yardımını gönderiyordu.
Allah’ın türlü imtihanları vardır. İmtihan sırrına akıl erdirmek, hele de bir beşerin bu sırrın künhüne vakıf olması mümkün değildir. ‘İmtihan sırrı’ söz konusu olunca, Erdal Bayraktar ve benzer kişilerin, sırf kendilerinin bir denemeye tabi tutuldukları için öyle olduklarını sanmak hikmetsiz bir bakış olur. Erdal Bayraktar gibi insanların belki de en çok, tüm insanlığın imtihanı olduklarını düşünmemiz doğru olur.
Geniş bir Müslüman çevrenin yakından tanıdığı, daha doğrusu kendisini yakından tanıtmış olan Erdal Bayraktar’ı bir sabır timsali olarak tanımlamak abartı değildir. Oturma ve okuma odası, çalışma ve yemek masası, mescidi hep aynı tekerlekli sandalye olmasına rağmen, onu yakından tanıyan dostları olarak, hayatından şikayetçi olduğunu duymadık, görmedik, şahit olmadık.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon