Öcalan'dan sonra Demirtaş ve Kavala
Öcalan denilince tüyleriniz diken diken olmuyor mu?
En çok da Kürtler onu sevmiyor.
TBMM çatısı altında onu görmek isteyen yok yahut çok az kişi var.
Devlet Bahçeli ve Cumhur İttifakı büyük risk aldı.
DEM Partililer bile şaşkın!
Özgür Özel aynı sözleri söyleseydi çok ağır eleştirirdik.
Peki, Devlet Bahçeli neden daha sakin karşılanıyor?
Çünkü insanlar onun “gizli ajandası” olduğunu düşünmüyorlar.
Bu ileri derecedeki çağrının Türkiye’nin selametine olduğunu düşünüyorlar.
Mesela; Kemal Kılıçdaroğlu gitmiş, Ümit Özdağ ile gizli protokol imzalayıp birkaç bakanlık ve MİT Başkanlığı’nı vermişti. Acaba HDP ile de gizli protokolü var mıydı? Çünkü HDP’lilerin de adayı oydu.
Kılıçdaroğlu’nun Öcalan çağrısı ile Bahçeli’nin Öcalan çağrısı aynı arka plana sahip olamaz.
“İç cephe süreci” aksamadan giderse, yani Öcalan, “PKK bitmiştir” derse ve DEM’liler bunu desteklerse bunun sonu muhtemelen “ev hapsine geçiş” gibi görünüyor.
Bana sorarsanız, Öcalan idam edilmeli idi.
Ama ben karar verici değilim; verilen kararları ve kulis bilgilerini aktarmakla mükellefim.
Eski defterler ve eski söylemlerle bir yere varamıyoruz.
Öcalan’dan sonra Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın hapisten çıkması da gündeme gelecek. Hatta tamamlanan cezaları ile birlikte onların çıkma ihtimali de konuşulacak.
Burada ana mesele PKK’nın ve uzantılarının bitişinin topyekün kabulüdür.
Aslında bu sayede muhalefet rahatlayacaktır. “Demirtaş çıksın istiyorsanız bize oy verin” dediler ama halk yine onları seçmedi. Demek ki bu söylem işe yaramıyor.
Kimsenin, “kandırılma hakkı” yok!
Ben Devlet Bahçeli’nin Öcalan ve TBMM çağrısını DEM........© tv100
visit website