Cezasızlık algısı, Narin, Öcalan, Esenyurt
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile makamında bir saat baş başa görüştük.
Son dönemde adalet ve hukukla ilgili tartışılan konuları sordum.
Önce konuları ve cevapları, sonra da “son söz” olarak intibalarımı aktaracağım.
İlk olarak kamuoyunda tartışılan, suç karşısında cezasızlık algısını ve yapılacak reformları sorarak başladık. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamaları şöyle:
“CEZASIZLIK ALGISI VE REFORMLAR”
“Şimdi tabii bu cezasızlık algısıyla ilgili tartışma konusu özellikle iki yılın altındaki suçlar bakımından bir yıl koşullu salıverme ve bir yıl denetimli serbestlik uygulandığı için iki yılın altında ceza alan hiç cezaevinde yatmamış oluyor. Dolayısıyla burada iki yılın altındaki suçlar ve cezalar bakımından da bir yıl denetimli serbestlik maktu olarak uygulanması, adaletsizliğe neden olduğu kanaati kamuoyunda da var. Bunu önlemenin yolu da kişilerin iki yılın altında ceza alsa da belli bir süre cezaevinde kalmasını sağlayacak bir düzenleme olacaktır.
Buna ilişkin bizim taslaklarımız hazır, meclis grubumuza daha önce yaptığımız çalışmaları intikal ettirmiştik. İki yılın en az bir ayı cezaevinde kalsın demiştik. Şimdi yeni bir çalışma daha yaptık. Burada bir oran getirelim diyoruz. Yani bir ay ceza alan da belli bir süre cezaevinde kalacak. Mesela bir ay nedir koşullu salıvermesi, 15 gündür değil mi? 15 günün 'u bir buçuk 2 gün, iki ay cezası olan 3 gün yatmış olur.
İki yılın altındaki cezalar bakımından suç işleyen kişilerin belli bir süre cezaevinde kalabilmelerini sağlayacak bir düzenleme olacak. Tutuklama sebepleri üzerinden özellikle suç işlendiğinde bir infial durumu oluşuyor. Toplumda özellikle bir tepki oluyor. Burada iki yılın altındaki suçlarda tutuklama yasağı var. Bunun bir istisnası olmalı diyoruz. Eğer işlenen suç, suçun işleniş şekli, kişinin suç işleme eğilimi ve kamu düzenini bozma gibi tehlikeler varsa bu durumda da hâkim tutuklama kararı verebilmeli. İki yılın altındaki suçlarda tutuklama yasağı var ama bunun bir istisnası olmalı diyoruz.”
Bakan Tunç özellikle GBT-UYAP (Genel Bilgi Toplama, Ulusal Yargı Ağı Projesi) üzerinden örnek vererek konuya açıklık getirdi:
“Kişinin suç işleme eğilimi sabıka kaydına bakılır, suç kaydına bakılır. Suç kaydı tabii GBT dediğimiz sistem, savcı tarafından görülemiyor. O polisin elindeki bir imkân. Bunun belki UYAP’la entegre edilip savcı tarafından görülmesi sağlanabilir. Kişinin geçmişteki suç kaydı ki bu sabıkaya dönüşmüş bir İşlem değil, ama bir kanaat açısından kişi hakkında şikâyetler olmuş, sonra takipsizlikle sonuçlanmış ama neticede orada o kişiyle ilgili bir savcı geçmişte, çocukluk döneminde vesaire suç kaydı, suç işleme eğilimini görebilmeli.
Savcı sadece sabıkayı görüyor. Sonra, ‘Şu kadar suç kaydı olan kişi serbest kaldı’ diye haberler çıkıyor. Ama o bilgi savcıda yok.
Onun dışında toplumda infial oluşturan suçlar, işte maganda dediğimiz, düğünlerde kişilerin toplu bulundukları yerlerde havaya silah sıkanlar, korkutmak maksadıyla kurusıkı da olabilir, bütün bunlarla ilgili caydırıcı bazı yaptırımlar olacak. Yine trafik güvenliğini ihlal eden, sürekli makas atan, kurallara aykırı şerit değiştiren, drift atan; tüm bunlarla ilgili de yaptırımı ağırlaştıracak uygulamalar olmalı.”
Bakan Tunç’un, “Gazetecileri yahut sokaktaki vatandaşı darp edip yaralayanlar 2 gün sonra çıkıyor. Bunlara da yeni uygulamalar olacak mı?” sorusuna cevabı şöyle:
“Kişi yaralanmışsa zaten tutuklama sebebidir. Kişinin vücut bütünlüğüne yönelik bir müdahale varsa orada tutuklama sebebidir. Özellikle her dosya bakımından değerlendirmek lazım. Şimdi basınımız dosyanın içeriğini görmeden de birtakım değerlendirmeler yapıyor. Bu da farklı şeylere yol açıyor.
Burada yargı reformu strateji belgemizde bizim hem ceza mevzuatıyla ilgili bu bahsettiğim konular hem de yargının hızlı işleyişini sağlayacak bazı sadeleştirmeler ve duruşmaların uzun sürmesini önleyecek birtakım tedbirler alıyoruz. Bunları Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak, yargı reformu strateji belgesini açıkladıktan sonra bizim özellikle yargıdaki gecikmeyi önlememiz lazım. Bu konuda yargı reformu strateji belgemizin mottosu da hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemidir. Yani 22 yılda çok önemli mesafeler aldık bu anlamda. Ama yeni ihtiyaçlar doğuyor, bilişim suçları artıyor, teknoloji artıyor, toplum durağan değil. Dolayısıyla bu gelişmeye paralel olarak yeni uyarlamaları yapacağız.”
“NARİN CİNAYETİNDE SON DURUM”
Kıymetli okurlarım, bazen sokakta karşılaştığımız özellikle “annelerimiz” bana Narin’i soruyor. Ben de Sayın Bakan’a, “Narin dosyasını soranlara en güncel olarak ne diyelim?” diye sordum. Cevabı şöyle:
“Yargılama süreci başladı, 7 Kasım'da duruşması var. Narin’in kaybolduğu andan itibaren arama çalışmaları sonrası cansız bedenine ulaştıktan sonra yapılan testler, DNA, adli tıp raporları tüm bunlar değerlendirildi. HTS kayıtları, baz çakışmaları, tüm bunların hepsi değerlendirilerek 4 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis........© tv100
visit website