KÖPRÜNÜN ALTINDA, DÜNYANIN DIŞINDA
Bugün sizlerle çalışmalarım arasında bekleyen bir öyküden küçük bir parça paylaşmak istedim.
Köprünün altından yürüyerek geçen biri vardı. Ne bir telaş ne bir duruş… Sadece yürüyordu. Ayağında eski bir ayakkabı; çamura batmış, yıpranmış, ses çıkara çıkara ilerliyordu. Haldır huldur basıyordu toprağa. Sanki bastığı yerin sesini değil, sadece varmak istediği yönü düşünüyordu. Belki de düşünmüyordu. Çünkü düşünmeye yeri yoktu bu hayatın içinde.
Ayağının altındaki toprağın sesini duymuyordu. Toprak oradaydı ama o, toprağa ait değildi. Çukur çukur olmuş, kirli, karışık bir zemin vardı altında; ama bu zeminle bir ahenk kurmak aklının ucundan geçmiyordu. Belki de geçemiyordu, Çünkü "Aidiyet" bir lüks olmuştu artık. Ait hissedebilmek, yürüyüşüne anlam yükleyebilmek için önce "Güvende"........© Turktime





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein