menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

6 ŞUBAT 2023 DEPREMİ: GÖNÜLLERİ FETHEDEN ÖRNEK BİR KAYMAKAM

8 39
04.02.2025

6 Şubat Depreminin İkinci Sene-i Devriyesi

Hafta sonu deprem bölgesi Hatay’da idim. Özellikle depremden en fazla hasar gören Antakya, Kırıkhan ve Hassa’yı gezdim. Bazı köylerdeki deprem sonrası yapılan evleri gördüm. Depremden zarar gören vatandaşların bir kısmı yapılan evlere yerleşmişken geri kalanları da dört gözle yapılan bu evlere yerleşecekleri günleri iple çekiyorlar.

Devletimiz hummalı bir çalışma içinde. Çoğu mahallelere inşaat sebebiyle giremedik.

Rezerv alanlarda olduğu gibi TOKİ’nin yaptığı inşaatlarda da büyük bir aşama kaydedilmiş görünüyor.

Elbette ki yapılabilenler olduğu gibi yapılamayanlar da var. Devletimiz tüm gücüyle depremin meydana getirdiği yaraları sarmaya çalışıyor.

Rabbim gerek ülkemize gerekse diğer ülkelere böyle bir acıyı bir daha yaşatmasın.

İki Tür Kaymakam

Bugün deprem sürecinde rol alan bir kaymakamı konu alan bir yazıyı kaleme alacağız.

Esasen kaymakamlarla alakalı farklı tasnifler yapılabilir.

Her bir kaymakamın farklı bir hizmet tarzı vardır. Hatta iki kaymakamın hizmet ve halkla diyalog tarzı birbirinden farklı olabilir.

Burada birbirinden taban tabana farklı iki uç örneği esas alarak bir tasnif yapmak gerekirse, Ülkemizde iki tür kaymakamın varlığından söz edilebilir.

Birincisi, burnundan kıl aldırmayan, makamını halka kapatan kaymakamlar.

- Bu tür kaymakamlar, mesailerinin yüzde seksenini makamlarında geçirirler;

- Aşırı kibir ve enaniyetlerinden dolayı yönetim bölgesindeki halkı aşağı görür, onları muhatap almazlar, üstlerine karşı da çok yakın davranır, sanki emir eri gibi hareket ederler. Fakat bu yakınlıkları halka hizmet için değil sadece üstlerine yaranmak içindir. Bu yakınlığın halka yönelik hizmet odaklı yansıması olmaz, olursa da kendilerine emredildiği için olur;

- İdari görevleri dışında makamından pek dışarı çıkmazlar;

- Zorluk zamanlarında, olağanüstü dönemlerde inisiyatif almayı bilmezler; yukarıdan bir talimat gelmezse elleri ayakları birbirine dolaşır ya da ne yapacağını bilmeyen bir tarzda amaçsız bir şekilde dolanır dururlar, ama bu dolanmalardan pozitif bir sonuç çıkmaz;

- Altında çalışan memurlar üzerinde yüzleri kas katıdır, sadece emir vermeyi bilirler;

- Mümkün mertebe halkın arasına katılmaz, ama mahallelere, mecbur kalarak köylere gittiğklerinde, zoraki bir gülümseme ile onlara yukarıdan bakarlar, onların elini sıkmaz, hayır dualarını almazlar. Kısacası orada yaşayan vatandaşlar, içlerinden “bizden biri olmayan, bizi bilmeyen, derdimizle dertlenmeyen bu adamların burada ne işleri var” deler. Kaymakamlar da samimiyetten uzak şekilde resmi bir görev olarak mecburiyetten işlerini yapmış görünürler;

- Vatandaşların kaymakamların varlığından haberi olmaz; vatandaşlar ne kaymakamlık makamına erişebilirler ne de kaymakamlık makamının kapısı vatandaşlara açılır;

Bunlara burada bahsedilenlerden başka özellikler de eklenebilir. Bu kadarla yetinelim.

İkincisi, halkın gönlünde taht kuran, dertleri ile dertlenen kaymakamlar.

Hatay’ın Hassa ilçesinde görev yapan ve ikinci tür kaymakam kapsamında yer alan kaymakam, ülkemizde emsali pek az bulunan örnek bir şahsiyettir.

Muhtemelen bu kaymakamın, burada yazdıklarımdan dolayı, edebi,........

© Turktime