menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Pergeli sabit tutan iğne!

16 0
17.12.2025

Kütüphaneler bana hep bir dua mekânını hatırlatır. Sessizlikleri boşluk değil, derinliktir. Raflarda yan yana duran kitaplar, birbirine değmeden ama birbirini anlayarak duran insanlar gibidir. Her biri ayrı bir ömür, ayrı bir yara, ayrı bir umut taşır.

Bu hissi en çok üniversite yıllarımda tanıdım. Hayatımın büyük bir kısmı kütüphanelerde geçti. Kitapların arasında sabahladım, orada uyuyakaldım. Bilgi aramaktan çok, sığınacak bir yer arıyordum belki de. Kitaplar bana sadece bilgi değil, merhamet de sundu.

Bir rafta Dostoyevski çıktı karşıma. Vicdanın ağırlığını fısıldadı. İçimde bir âyet yankılandı:

“İnsan, kendi nefsine şahittir.”

Bir başka rafta Yunus Emre’nin sesi düştü kalbime:

“Gel gör beni aşk neyledi?”

Hazreti Mevlânâ’nın çağrısıyla içim ferahladı:

“Ne olursan ol yine gel!”

Camus hayatın saçmalığından söz ederken, Sezai Karakoç dirilişi hatırlattı bana. Ve ben şunu hissettim:

"Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur."

Don Kişot deliliği göze almıştı hakikat uğruna. Hamlet kararsızdı. Ben ise onların seslerini dinlerken merkezimi kaybetmemeye çalışıyordum. Çünkü pergeli sabit tutan iğne, imanımdı.

Kitapların........

© Türkiye