menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İsyan süreci!

25 1
30.01.2025

Beklenmedik şekilde yeniden gündem oldu… Evvela ondan başlayalım: "Gezi Olayları" diye masumlaştırılmak istenen, aslında bir ihtilâl teşebbüsüdür. İsyan, 28 Şubat 2013’te Taksim’de başlamış, 30 Ağustos 2013’e kadar devam etmişti. Bu uzun şiddet günlerinde şehirlerimiz, çapulcular tarafından yakılıp-yıkıldı. Ticaret ve ekonomi büyük zarar gördü. TL, döviz karşısında değer kaybetti. Adı geçen parkın yerinde eskiden Taksim Kışlası vardı. Hükûmet, bu zarif mimârî yapıyı bir proje çerçevesinde yeniden inşa etmeye karar verince, 5 ağacı da yerinden kaldırdı. Buna başlangıçta sivil bir itiraz oldu. O itiraz, hemen FETÖ örgütü tarafından fırsata çevrildi. İsyan patlamıştı. Aşırı sol örgütler, yabancı ajanlar, sanatçılığı kendinden menkul çapsızlar devredeydi. FETÖ’ye bağlı polisler, yangına benzin döküyorlardı. Yüz sene evvel de 13 Nisan 1909’da aynı mahalde adına daha sonra "31 Mart Vak’ası" denecek olan isyan, tezgâhlanmış ve İngilizlerle içeriden iş birlikçilerin eseri olan bu isyan, Abdülhamid Han’ın üstüne yıkılmış ve nihâyet Sultan ve devir değişmişti. Gezi İsyanı, öteden beri sürüp gelen bir sürecin devamıydı. Kendinden sonrası da olacaktı: Darbeci Cunta, 30 Mayıs 1876’da Abdülaziz Han’ın hal ve katletmişti. 13 Nisan 1909’da da Abdülhamid Han’ı hal etti. Arada sürüyle vak’alar yaşandı. Aynı zihniyet, 27 Mayıs 1960 cinayetiyle Başvekil Adnan Menderes ve iki Bakanını astı. 12 Mart 1971’de Süleyman Demirel Hükûmeti muhtırayla düşürülerek millet, ömürsüz koalisyonlara mahkûm edildi. Bu defa anarşi azdı, ülke karanlığa gömüldü. Her gün 20-25 kişi ölüyordu.10 yıl süren bu bunalım dönemi, 12 Eylül darbesi için itiraz edilemez bir bahaneye dönüştü. 28 Şubat 1997’ye........

© Türkiye


Get it on Google Play