Bugün, şelâlesi olan vahşi bir tabiat köşesine gidecektik...
Prodüksiyon amirimiz, teknik ekibi gönderdiğini, bizim de vakit kaybetmememiz lazım geldiğini söyledi ve beklemeden uzaklaştı. Camı iyice açtım. İleride büyük bir kahvehaneden de insanlar sokağa döküldü. Gözleri, sanatçıların üzerinde… Rabıta yapan bir derviş gibi dalmış, gitmiştim gördüklerime. Güzel vatanım Türkiye’nin, bu şirin köşesinde insanların heyecanını düşünüyor, yeise benzeyen bir acıyla zihnimi toparlamaya, oyuncularımıza duyulan bu yüksek alâkaya mantıki bir izah bulmaya çalışıyordum. "Biz hareket ediyoruz Ragıp Abi!” sesine döndüm. Prodüksiyon amirimiz, teknik ekibi gönderdiğini, bizim de vakit kaybetmememiz lazım geldiğini söyledi ve beklemeden uzaklaştı. Bugün, şelâlesi olan vahşi bir tabiat köşesine gidecektik. Kısa bir asfalt yolculuğundan sonra orman yoluna girdik. Yollar toprak ve dikti. Oldukça yavaş ilerliyorduk. Hava yine açık ve çok güzeldi. Gökte ufak bir bulut bile yoktu. Her taraf envaiçeşit ağaçlarla bezeli, yeşilden okyanus gibiydi. Derinden esen rüzgâr, çam dallarını birbirine vurarak uğulduyor, reçine ve toprak kokuları........
© Türkiye
